Fanni Sandor'un Minyatür Sanatı

Heykellerin, resimlerin en ince detaylarını bizlere kusursuz bir şekilde gösteren ve onların somutlaştırılmış halini bizlere sunan minyatür sanatında başarılı ayrıca Biyolog olan bir isimden bahsedeceğiz: Fanni Sandor.

Minyatür Sanatı Nedir ?

Kısaca bahsetmek gerekirse 16. yüzyılın başlarında sanat dünyasına yeni bir tür olarak giren, diğerleri arasında benzersiz ve farklı duran bir sanattır. Minyatür terimi, genel anlamıyla çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimler ve bu türdeki resim sanatları için kullanılmaktadır. Minyatür kelimesinin, Latince "kırmızı ile boyamak" anlamına gelen “miniare” kelimesinden türetilmiş olduğu ve daha sonra Fransızca’ya “miniature” biçiminde geçtiği düşünülmektedir. Osmanlı dönemi kaynaklarına baktığımızda bu terimin yerine “tasvir” veya “nakış” sözcüklerinin tercih edildiği görülmektedir. Sanatın tarihi, kökenlerini yeni bir türe dönüşen çok sayıda örneğe dayandırmıştır. Örnek verecek olursak  Orta Çağ Avrupası’nda kullanılan ve ortaya çıkışından günümüze evriminde yaşanan çeşitli ayırtılara rağmen; fildişi, parşömen, piyano tuşu, tüy ve bir dizi modern alt tabakanın sentetik formu günümüzde minyatür sanatında hala kullanılmaktadır.Geçmişte kitap süsleme sanatı olarak uygulanan minyatür, günümüzde bağımsız bir sanat dalı olarak varlığını sürdürmektedir.

Fanni Sandor Kimdir?

İlk heykelini henüz 6 yaşında iken balmumu, kağıt, kürdan ve yapıştırıcı kullanarak yapan ve yirmili yaşlarında ise profesyonel minyatürcülük ile ilk defa internet ortamında tanışmıştır. Bu tanışma onu çok etkilemiş olacak ki biyolog kimliğini arka plana alarak geriye kalan zamanını profesyonel minyatür sanatına adıyor. Fanni Sandor doğa temelli konuların  esas ilham veren temalar olduğunu bu sebepten dolayı gerçeğe en yakın şekilde hayvan ve bitki minyatürleri üzerine çalıştığını belirtiyor. 

                                                                                                       

Fanni Sandor Minyatürlerini Nasıl Tasarlıyor?

Fanni Sandor minyatürlerini 1:12  ölçekle tasarlıyor. Eğer aklınızda tam olarak canlanmadıysa bu boyut yaklaşık olarak beş parmağınızın ucuna denk geliyor. Bu çok sevimli canlıların bu boyuttaki hallerini düşünmek çok büyüleyici! Sandor prototip eskizlerini yapmadan önce tasarım yapacağı hayvanın fotoğraflarını toplayıp uzun bir süre inceliyor. Modelini yapmaya karar verdiği parçaları polimer kil ve tel kullanarak özenli ve titiz bir şekilde şekillendiriyor. Bu aşamada kayıt kabartma araçları kullanıyor. Kili pişirme işleminden sonra keski ve yontma aletleri ile çıkardığı ürünün formunu iyileştiriyor. Sonrasında boya kullanarak minyatür hayvanlara son şeklini veriyor. Yani başka bir deyişle onlara renk katıyor ve can veriyor. Bazen de tüylü hayvanları gerçeğe yakınlaştırmak için sahte kürk veya tül kullanıyor. Bacak yapımı için ise tel kullanıyor. Ve bir minyatürün yapımı yaklaşık iki hafta sürmektedir.

Son olarak demek istediğim Berger'nin de dediği gibi:

Daha büyük olan şeyler daha gerçek değildir.

Sandor'un eserleri ile bunun farkına varabiliriz.