En Afili intihar: Beşir Fuad
Kültür ve Sanat - 15 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
15 Ocak, 2021
Kredi: 1
Beşir Fuad edebiyat tarihimizde önemli bir yer tutan isimdir. Fakat edebi hayatından çok intiharı ile kendisinden söz edilmektedir. Ölürken bile bilime ne kadar değer verdiğini anlayabiliriz. O an hissettiklerini kaleme alması bilim adına bir miras bırakmak istemesinden kaynaklanır.
Beşir Fuad edebiyat tarihimizde önemli bir yer tutan isimdir. Fakat edebi hayatından çok intiharı ile kendisinden söz edilmektedir. Ölürken bile bilime ne kadar değer verdiğini anlayabiliriz. O an hissettiklerini kaleme alması bilim adına bir miras bırakmak istemesinden kaynaklanır.
1852 yılında İstanbul’da Gürcü asıllı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Eğitimine Fatih Rüştiyesi'nde başladı. Daha sonra babasının görevi nedeniyle ailesiyle beraber Suriye’ye taşındı ve öğrenimine Cizvit Mektebi’ne devam etti. Sonrasında yeniden İstanbul'a gelen Beşir Fuad, Askeri İdadi'de okudu. 1871'de Mekteb-i Harbiye’yi bitirince Abdülaziz'in yaverliğini üstlendi. İyi derecede İngilizce, Fransızca ve Almanca öğrendi.Başından iki kere evlilik geçti. İlk evliliğini daha çok genç yaşta yaptı. Bu evliliğinden Mehmet Cemil adında bir oğlu oldu. Kısa süre sonra ilk eşi ile yollarını ayırarak ikinci eşi olan Şaziye Hanım ile evlendi. Bu evliliğinden ise Namık Kemal ve Mehmet Selim adında iki oğlu dünyaya geldi.
1884’ten itibaren kendisini yazı hayatına adadı. Bir süre Ceride-i Havadis’in başyazılarını kaleme aldı. Ceride-i Havadis kapatılınca Tercüman-ı Hakikat ve Saadet gazetelerinde çeşitli makaleler yazdı. Bilim ve felsefeye büyük ilgi duymuş ve konularını genellikle bu temalar üzerinden seçmiştir. Türk edebiyatındaki ilk denemeci, ilk Türk materyalist, ilk biyografi yazarı ve ilk eleştirmen oldu. Diğer Tanzimat aydınlarından farklı olarak edebiyatta realizmi ve natüralizmi, felsefede ise pozitivizm ve materyalizmi benimsemiştir. Bu yüzden dönemin 'Sıra Dışı Aydını' olarak görülmüştür.
5 Şubat 1887. Beşir Fuad’ın bileklerini keserek intihar ettiği tarih işte tam olarak buydu. Cağaoloğlu Yokuşu 12 numaralı evde yaşamına son verdi. Bu intihara neyin sebep olduğuna gelirsek belli başlı iki sebebi olduğu söylenebilir: Üzüntü ve korku. Bir yandan henüz küçük yaşta kızılcık hastalığı yüzünden kaybettiği oğlu Namık Kemal’in yasını tutup üzülüyordu. Diğer yandan da annesi paranoyaya yakalanıp ölmüştü ve Fuad’da sonunun böyle olacağını düşünerek korkuya kapılıyordu. Fakat bu intihar fütursuzca ve boş yere yapılan bir şey değildi. İntiharı ile hayatına son vermenin yanı sıra ölüm sırasında hissedilenleri bilimsel bir gözlem olarak kaydetmeyi de amaçlamıştı. Aslında bu intihar Beşir Fuad’ın kafasında uzun zamandır planladığı bir olaydı. İki yıl önce yakın dostu Ahmet Mithat Efendi’ye bir mektup yazmıştır. Bu mektubunda intihar edeceğini, bunu nasıl gerçekleştireceğini ve bu sırada neler hissettiğini kaleme alacağını anlatmıştır:
“İntiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini iptal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat edeceğim. Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükûl etmeyeceğim!”
İntiharını tam da bu mektupta yazdığı gibi gerçekleştirmiş, gece evine geldiğinde odasına kapanmış, bileğini kesmiş ve hissettiklerini şu şekilde yazmıştır:
“Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı…”
Bağırışları üzerine kendisini bulup doktor çağırmışlar, ancak yazar, gelen doktora “Beyhude uğraşmayınız, beş dakikalık ömrüm kaldı” demiştir. Ölmeden önce son sözleri de bu olmuştur.
Ayrıca Beşir Fuad, cesedini bilim adına kadavra olarak Tıbbiye'ye bağışlamış olsa da bu isteği dini gerekçeler nedeniyle yerine getirilmemiştir.
Beşir Fuad’ın ardından Osmanlı toplumunda bir intihar salgını da başlamıştır. İstanbul’da birçok intihar vakası gerçekleşmiştir. Bu yüzden altı ay boyunca intihar haberleri yasaklanmıştır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.