Düşünceni Gerçekleştir: Pygmalion Etkisi
Kültür ve Sanat - 12 Haziran, 2023 - Okuma Süresi: 4 Dk.
12 Haziran, 2023
Hepimiz düşüncelerimizin gerçek olmasını isteriz. Peki bu durum her zaman mümkün olabilir mi? Yani akla her gelen başa gelebilir mi? Pygmalion etkisi ile aklımızdan geçirdiğimiz düşüncelerin gerçekleşmesi mümkün. Detaylar yazımda.
Hepimizin kendi içinde düşündüğü, kurguladığı, gerçekleşmesini istediği birtakım dilek ve istekler bulunmaktadır. Aslında bu isteklerimiz hayal gücümüze göre de şekillenebilmektedir. Peki her düşündüğümüz gerçekleşebilir mi? Yoksa hayal gücümüzün sınırlarına göre mi bu durum şekillenir? Bu durum şans eseri mi oluyor yoksa düşüncelerimizi olumlu yönde yönlendirebilir miyiz? İsterseniz gelin bu konuyu hep birlikte irdeleyelim.
Beklenti etkisi şeklinde de ifade edebileceğimiz bir terim olan psikoloji biliminde sıkça karşılaştığımız pygmalion etkisi, düşündüğümüz şeylerin günlük hayatta başımıza gelmesinden tutun da olumlu veya olumsuz düşünce, hayal, tutum ve davranışların gerçekleşmesi gibi birçok ifadeyi içine almaktadır. Bu durum aslında kendini gerçekleştiren kehanet ile de yakından ilintilidir. Pygmalion etkisine göre bir nesneye, kavrama, insana olan beklentiler ve tutumlar algıya dönüştüğü zaman kesinlikle gerçekleşir. Bu teoriye göre diğer insanlara yönelik beklentilerimizle onların davranışlarını etkileyebiliriz.
Pozitif etkiler taşıyan ve günlük hayatına da bu tutumu yansıtan bir birey için performansının da bu yönde işleyiş göstereceği mümkün olmaktadır. Örneğin bir öğretmenin öğrenciden beklentisi neyse gerçekleşecek olan performans da buna benzer olmaktadır. Yüksek beklentiler bireyin performansında yükselişe neden olmakta, düşük beklentiler ise kişiyi harekete geçirmede olumsuz etki bırakmaktadır. Aslında bu durum güdülenme ile de bağlantılı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani kişi beklentinin aynısını karşılayamasa dahi yapabileceğinin en iyisini yapmaya güdülenmiş bir durumdadır. Bu, kişinin motivasyonuna da yansır ve aslında yapmak istediğimiz, yapabileceklerimiz ve yaptıklarımız için de hangisinin gerçekleşip mümkün olacağına dair yön tayin eder.
Peki neyi yapıp neyi yapmayacağımıza kim karar veriyor? Biraz da bundan bahsedelim. Bu sorunun cevabını limbik sistem ve frontal lob ile açıklayabiliriz. Burada bahsettiğimiz şey aslında yaşamımızda neyi yapıp yapmayacağımıza karar veren, sürekli bir savaş ve iç çatışma halinde olan limbik sistem ve frontal lobun birbiriyle mücadelesinden doğuyor. Limbik sistem her zaman anlık hazların peşindedir. Tıpkı sınavın son günü derse çalışmak gibi. Fakat frontal lob akıl, karar verme yetisi gibi mantıksal süreçlerden oluşmakta ve bu şekilde en doğru kararı vermemize yardımcı olmaktadır. Peki bu durum bizi nasıl harekete geçiriyor?
Öncelikle doğadaki hiçbir nesne bir neden bulunmaksızın harekete geçemez. İnsanlar için de durum böyledir. Bizi harekete geçirecek olan itici güç ise güdülenmedir. Böyle bir durumda bireylerin belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kendi arzu ve istekleri ile harekete geçmeleri, eylemde bulunmaları gerekir. Kimi zaman bir öğrenci için bu, akademik başarı olsa da kimisi için bir iş yerinde konum yükseltme şeklinde çeşitlilik de gösterebilmektedir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta ise bu hayatta herkesin bir şeyleri istediği fakat bu isteklerin her zaman gerçekleşmediğidir. Bunu belirleyen esas faktör bu işi yapmak için ne kadar istekli olduğumuz ve hangi durumlarda kendi zamanımızdan iş için feragat ettiğimizdir. Bildiğiniz gibi istekler sonsuzdur, belirli bir dur noktası yoktur. Hangimiz bunun için ekstra çaba harcayıp bu uğurda bütün varlığımızla mücadele ediyorsak takdir edersiniz ki bitiş çizgisine de bir o kadar yakın oluruz. Hepimiz için tüm dileklerimizin gerçekleşmesi adına emek vermek ve bitişe hep yakın durmak en iyi temennimiz olacaktır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.