Çiçek Mitleri: Nergis, Sümbül ve Anemon
Kültür ve Sanat - 20 Mart, 2023 - Okuma Süresi: 6 Dk.
20 Mart, 2023
Günümüzde pek çok çiçek mitolojik olaylarla ve hikayelerle ilişkilendirilir. İşte bu yüzden ben de bu haftaki yazımda sizlere çok renkli ve seveceğinizi düşündüğüm mitolojiye konu olan 3 çiçekten bahsetmek istiyorum. Ben yazarken çok keyif aldım. Umarım siz de okurken keyif alırsınız. İyi okumalar.
1- Nergis
Bizim Narkissos'u bilir misiniz? Hani, şu Yunan Mitolojisi'ndeki bir kahraman olan Narkissos. İşte bu çiçek, bizim bu Narkissos sayesinde ortaya çıkmış. Gelin bakalım nasıl olmuş:
Ekho bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. Ekho da bu Narkissos’u görür görmez ona aşık olur. Ancak Ekho, Narkissos’u kendine aşık etmek için ne yaparsa yapsın Narkissos ona bir türlü karşılık vermez. Ekho, sevgisine karşılık verilmeyince çok üzülür, yemeden içmeden kesilir, gün geçtikçe zayıflar ve ölür. Olimpos Dağında yaşayan tanrılar bu duruma çok sinirlenir ve Narkissos’u cezalandırmaya karar verirler. Bir gün avlanırken Narkissos, su içmek için nehre iner. Su içmek için eğildiğinde, suda yansıyan kendi yüzünü ve vücudunun güzelliğini görür. Kendi yüzünün, vücudunun güzelliği karşısında büyülenir ve kendine aşık olur. Yerinden kalkamaz, kendine öyle aşık olmuştur ki o halde ne su içebilir ne de yemek yiyebilir. Aynı Ekho gibi Narkissos günden güne zayıflamaya başlar ve orada sadece kendini izleyerek ömrünü tüketir. Bu şekilde ölür ve bedeni nehirdeki bir nergis çiçeğine dönüşür.
2- Sümbül
Kral Amyklos’un Hyakinthos isimli yakışıklı bir oğlu vardı. Tanrı Apollon ve bu arkadaşımız başta dosttular. Fakat, Hyakinthos ile Apollon sonra birbirine aşık oldu. Samimiyetleri de ileri boyuta gidince artık birbirinden ayrılamaz oldular. Ne zaman boş zamanları olsa, hemen Eurotas'ın çiçekli kıyılarına çimenlere gidip orada vakit geçirdiler. En çok yaptıkları şey ise berabet disk atmaktı. Buna kader mi demeli yoksa talihsizlik mi tartışılır. Bir gün yine aynı yere giderler. Hava güzel, kelebekler uçuyor, kuşların sesleri diğer hayvanların sesleri, nehrin şırıltısı derken bütün bunların eşliğinde bu eğlenceli oyunu oynuyorlardı. Bizim süslü kelebek kanatlı rüzgar tanrısı Zephiros da bizim bu Hyakinthos'a aşık olmasın mı? Bakın şimdi şu işe! Zephiros delicesine aşık! E, bizim bu Hyakinthos da Apollo ile beraber. Zephiros da kıskançlıktan kuduruyor malum. Gemicilerin en sevdiği rüzgar, ama gel gör ki işini yapmıyor Hyakinthos'un hep yanı başında. Hatta, bazen öyle kıskançlıktan kuduruyor ki efsaneye göre, gemicilerin yolunu şaşırtıp onları ölüme bile sürüklettiği söyleniyor.
Bütün bunlar böyleyken eline bir fırsat geçiyor Zephiros'un. Neymiş bu fırsat gelin bakalım:
Hyakinthos ve Apollon yukarıda da bahsettiğim gibi birbirlerine disk atarlar fakat tam bu anda bir talihsizlik olur ve Apollon’un diski Hyakinthos’a attığı sırada bir hareket (Zephrios rüzgarın yönünü değiştirir) ile diskin yolunu şaşırır ve delikanlının kafasına çarpmasıyla sonuçlanır. Bunun sonucunda Zavallı Hyakinthos hemen yere yığılır. Kafası patlar, ağzından burnundan durmadan kan gelir. Bu felaket karşısında Apollon şaşırır. Apollon hemen sağlık tanrısı Asklepios’u çağırdı ve ona en etkili ilaçları koymasını söyler. Fakat ne yazık ki ilaçlar işe yaramaz ve Hyakinthos can verir. Kederinden ne yapacağını bilemeyen yaz mevsiminin kızgın tanrısı şöyle bağırır ve şöyle söyler:
Ey sevgili çocuk, ölüyorsun, senin taze ve güzel gençliğini ben kendi ellerimle yıktım, yok ettim. Madem ki ben seninle mezara, yer altına gelemiyorum, madem ki benim yerim göklerdedir, istiyorum ki seni kendim gibi bir ölümsüz yapayım. İstiyorum ki seni, neşeli ve kudretli olduğum zamanlarda görebileyim, ışıklarımla seni okşayayım, koklayayım.Onun için seni çiçek yapacağım. Sen yaşayacaksın.
Ben dünyaya yaklaştığım ve ilkbahar kara kışı bozguna uğrattığı zaman sen topraktan baş kaldıracak fışkıracaksın.
Apollon bu sözleri söyledikten sonra Hyakinthos’un kanının aktığı yerden sümbül çiçeği boy verir.
3- Anemon
Efsaneye göre bütün çiçek mitlerinin arasında bu en ünlü olanıdır. Adonis doğuştan Aşk tanrıçası Afrodit tarafından sevildi ve onun olmasını istedi. Bu yüzden de onu yeraltı dünyasına Persephone'ye gönderdi. Bir zaman sonra onu geri almak istedi. Fakat, bizim Persephone' de ona aşık olmasın mı? Afrodit ne yaparsa yapsın Persephone Adonis'i geri vermedi. Ne yapacaklarını bilemediler, sonunda Zeus'a başvurdular. Zeus da onlar için bir düzenleme yaptı. Düzenlemeye göre, Adonis'in sonbahar ve kışı Persephone ile, ilkbahar ve yazı ise Afrodit ile geçirecekti. Afrodit'de plana uydu Adonis'in istediğini yapmasına izin verdi.
Bir gün Afrodit, Adonis'i ormandayken izliyordu. Diğer yandan da Adonis, bir avcı kılığına girip ormandaki vahşi hayvanlarla uğraşıyordu. Afrodit'de bunu görünce ormanda bir domuzu onun peşine taktı. Domuz onu kovalamaya başladı ama Adonis yeterince hızlı uzaklaşamadı. Yaban domuzu ona doğru koştu ve dişlerini geçirdi. Afrodit sevgilisinin yardımına koştu ama artık çok geçti.
Soluk teninden aşağı akan koyu kanlar akıyordu Adonis'in. Afrodit'in ise gözlerinden yaşlar akıyor, kollarının arasında sevgilisini tutarken onunla konuşuyordu. Ve kanının bir damlasının toprağa gömüldüğü yerde birden kıpkırmızı çiçekler yeşerdi. Bu çiçeklere Anemon denildi.
Bunlar mitolojik olaylarla ilişkilendirilmiş çiçeklerden sadece birkaçı. Daha fazlası için beklemede kalın!
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.