Cahil Hoca
Kültür ve Sanat - 04 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
04 Ocak, 2021
Kredi: Medyascope
Jacques Ranciere, Cahil Hoca adlı eserinde, halihazırdaki eğitim sisteminin gediklerini bularak, etkisizliğini ilan ediyor. Bununla birlikte yeni bir eğitim sistemi önerisi sunuyor. Bu yeni sistemde öğretici-öğrenci konumunun yıkıldığını görüyoruz. Artık öğrenen hem hoca hem de -eski sistemdeki- öğrenci. Ranciere'e göre eski yöntem, eşitsizliğin hüküm sürdüğü bir toplumu yansıtmaktadır.
Jacques Ranciere’in Cahil Hoca adlı kitabında, Joseph Jacotot üzerinden anlattığı evrensel eğitim, özgürleşmiş bir bireyle oluşur ve birey anlama konusundaki kapasitesizliğinin üstesinden gelmek için açıklamaya ihtiyaç duymaz. Yani evrensel eğitimde bilgisini öğrenciye aktaran bir hoca yoktur, tam tersine bilmediğini öğreten ve aynı zamanda öğrenen bir ‘cahil hoca’ vardır. Bildiği şeyleri öğreten bir hocanın varlığı klasik eğitim sistemine, Ranciere’in de deyimiyle ‘Eski Yöntem’e özgüdür. Fakat bilgin bir hocadan öğrenilmemiş, yalnızca öğrencinin kendi zekasıyla ortaya çıkardığı bilginin doğruluğu ne olacaktır? Ranciere’in buna cevabı, hocanın bilgiyi, yani öğrencinin bulduğunu değil; aradığını doğrulaması olacaktır. Buradan anlaşılacağı üzere evrensel eğitim, bilginin doğruluğuyla ilgilenmez, yalnızca arayışa bakar. Fakat özgürleşmiş, yani kendi doğrularını belirleyen bireylerden oluşan bir toplum ne kadar ayakta kalabilir ve bir düzen içerisinde yaşayabilir? Bu yazıda buradaki sorulara cevap verilmeye çalışılacak ve bilinmeyenin öğretildiği evrensel eğitim, cahil ile kurulan ilişkilere karşı çıkan görüşlerle birlikte ele alınacaktır.
Açıklamacı Düzen ve Pedagojikleştirilmiş Toplum
Açıklayan düzen, eski yöntemin özünü oluşturur. Hocanın öğrencisine bir şeyleri açıklaması, eski yönteme has bir şeydir. Ranciere’e göre bu açıklama durumu öğrencinin kendi başına bir şeyleri öğrenemeyeceğini söylemektir ve bunun öğrencinin de zihnine bu şekilde yerleşmesi demektir. Ranciere’in savunduğu evrensel eğitimde ise açıklayıcı durumunda olan kişi öğrencidir. Hocanın tek yapması gereken öğrencinin içindeki zekânın bilincine varmasını sağlamaktır. Yani hocanın amacı bilgi vermek değil öğrencide bilgiyi oluşturacak zekâyı fark ettirmesidir.
Evrensel eğitimin amacı olan özgürleştirilmiş bireyin ortaya çıkması için kişinin “kendini bil!” (nosce te ipsum) ilkesine uyması gerekir. Çünkü kendini bilen kişi zekasının, kudretinin farkına varır; istediği şeyi yapabileceğini, kavrayabileceğini bilir ve ‘birey’ olduğunu hisseder. Kendi kudretinin, kapasitesinin farkına varamayan, kendisini tanıyamayanlar pedagojikleştirilmiş topluma aittirler. Ranciere için bu toplum biçimi, ilerlemecilikle alakalı bir durumu yansıtmaktadır:
“İlerleme yüzyılı muzaffer açıklamacıların, pedagojikleştirilmiş insanlığın yüzyılıdır. Bu yeni aptallaştırmanın korkutucu gücü şuradan ileri gelir: İlerleme insanlarının eski usul tekniğini hala taklit eder; eski aptallaştırmaya özgürleşmeden daha yeni haberdar olmuş zihinleri kandırabilecek ve en küçük dikkatsizlikte tökezletecek terimlerle saldırır.”
İlerlemecilik eski yöntemi taklit etmektedir yalnızca ve eski yöntemde, aşağı ve üstün zekada olanlar vardır. Üstün zekaların yapabildiklerini aşağı zekada olanlar yapamazlar. Yani eski yöntemin ana ilkesi eşitsizliktir, oysa Ranciere’in savunduğu görüş üstün ve aşağı zekaların olmadığı ilkesi eşitlik olan evrensel eğitimdir. Eski yöntemdeki üstün zekalar, aşağı zekâları boyunduruğu altına almışlardır, onları kendilerine bağlamışlardır ve onlara aşağı olduklarını kabullendirmişlerdir; bu sistem aptallaştırılmışların sistemidir. Ranciere’e göre zihin, bir başka zihnin boyunduruğu altındaysa veya bir başka zihne bağlanmışsa orada zekadan bahsedemeyiz.
Ranciere, açıklayıcı tavırları yüzünden Aydınlanmacıların halkı bilgilendirme amacına da karşı çıkmıştır. Çünkü burada Aydınlanmacılar üstün olan konumundadır, aydınlanmayı bekleyen taraf ise üstün konumdakilere mahkûm, kendini tanımayan ya da kendini inşa edildiği şekliyle tanıyan aptallaştırılmış bir güruhtur.
Jacotot yöntemine belki de en yakın diyebileceğimiz Sokratesçilik bile Ranciere tarafından ağır bir şekilde eleştirilir, aptallaştırmanın kusursuzlaştırılması olarak suçlanır. Çünkü Sokrates bilgin bir öğretici olarak konumlanmaktadır. Her ne kadar hiçbir şey bilmediğini kabul etse de, bu kabulleniş üzerinden kendisine tanrılar tarafından verilmiş bir bilgelik vardır. Bilgenin varlık gösterdiği yerde bilge olmayanlar, bilgiye, açıklamaya muhtaç olanlar vardır.
Kaynak: Link 1, Link 2, Link 3E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.