Cahil Cesareti: Dunning Kruger Etkisi
Kültür ve Sanat - 07 Haziran, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
07 Haziran, 2021
Haddinden fazla şey bildiğini varsayma hali olan Dunning Kruger etkisi nerede ve kimlerde gözükür? Yüzüne limon suyu süren biri gerçekten görünmez midir? Detayları yazımda!
Sosyal psikolog Dunning ve Kruger, 1999 yılında yaptıkları çalışmada sanrılı üstünlük hissi, halk arasında bilinen adıyla “cahil cesareti”ni tanımladı. 19 Nisan 1995’te, Mc Arthur Wheeler adında bir kişi, limon suyunun görünmez bir mürekkep olduğuna, bu sebeple onu yüzüne sürüp banka soymaya kalkıştığında güvenlik kameralarında asla görünmeyeceğine dair bir bilişsel önyargıya sahipti, bu asılsız düşünceye o kadar sıkıca bağlanmış ve inanmıştı ki yüzü limon suyuyla kaplı halde banka soymaya çalıştı ve tabi ki kısa sürede yakalandı. Hayali üstünlüğün ön yargısının gösterildiği bu olayla Nobel Ödülü kazanan Dunning ve Kruger tarafından tanımlandığı gibi, belirli bir alanda vasıfsız ya da yetenekleri sınırlı bireylerin, gerçekte olduğundan çok daha fazla bilgi ve beceriye sahip olduklarına inanma eğilimleri çok yüksektir. Dunning Kruger etkisi, herhangi bir alanda yeterliliğe sahip olmayan bireylerin kendi performanslarının ortalamanın üzerinde, yüksek yeterlilik seviyesine sahip olan bireylerin ise kendi performanslarının daha düşük düzeyde olacağını düşünmeleri durumudur. Bu etkiyi günümüzde tıpla ilgili hiçbir bilgisi olmadan atıp tutan aşı karşıtlarında, fizik-astronomi hakkında derin bir cehalete sahip olan bazı astrologlarda, psikolojide eğitim almadan kendilerini uzman gören yaşam koçlarında görebiliyoruz.
Bu sendromun temelinde kişi kendi yeterliliğini, çalışmasını ve çabasını, dolayısıyla birikimini doğru değerlendirmekte sorun yaşar, bu da bilgi ve becerilerini abartmasına sebep olur. Daha açık bir dille cehalet, onlar için güveni doğurur ve çok kısıtlı bir bilgi birikimiyle bile konunun uzmanı kesilirler, konunun uzmanı olmak için ne kadar bilgi birikimine sahip olmaları gerektiğini bile bilmezler. Bu “üstünlük yanılsaması” onlar için o kadar derinliklidir ki, o konuda uzmanlığı kanıtlanmış duayenleri bile küçümseme eğilimindedirler.
Bu insanları kolaylıkla tanırsınız, çünkü hepsinde ortak birçok özellik vardır. Her konuda en iyi olduklarını iddia ederler, bu iddialarının elbette bir dayanağı yoktur. Kimseden yardım almayı kabul etmezler, her işi kendileri halletmek isterler. Asla yanlış yapmaları mümkün değildir, öyle ki başarısızlıklarını ya başkaları üstüne yıkarlar, ya da hiç yaşanmamış gibi davranırlar. Dönüşleri muhteşemdir, sözlerinin arkasında durmazlar, dün ak dediklerine bugün kara diyebilirler ve bunu yüzüne vuranları iftiracı olmakla suçlarlar. Bilgiyi, birikimi, eğitimi aşağılama eğilimindedirler, nitelikli insanların niteliklerini anlamaktan da acizdirler. Yönetici konumundaki insanlara dalkavukluk etmeye bayılırlar, altındaki insanları ise kolaylıkla ezerler. Bir ortamda en fazla sesi çıkan onlardır, ancak efektif hiçbir eylemleri olmadığından “kuru gürültü”den öteye gidemez sözleri. Cehalet onlara yüksek girişimci ruh ve aktivasyon zenginliği tanır.
Aslında bu etkinin iki yönlü olduğu anlaşılmıştır. Nasıl ki cahil insanlar kendilerini dev aynasında görüp uzman kesiliyorsa, bir konuda uzman olan kişilerin de konuda derinleştikçe ne kadar az şey bildiklerini fark edip özgüvensiz davranmalarına sebep olmaktadır. Yine Dunning ve Kruger tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bir grup öğrenciye test yapılmış, bu testten nasıl bir puan alacaklarını tahmin etmeleri istenmiş ve ortalamanın altındaki öğrencilerin kendi puanlarını olduğundan çok daha yüksek tahmin etmelerine karşılık başarılı öğrencilerin çoğu, ortalamanın altında puan alacaklarını öngörmüşlerdir. Yani bilgi sahibi olanlar daha mütevazı olma eğilimi göstermektedir.
Bu etki aslında hepimize iki öğüt vermektedir. Birincisi, aslında gerekli bilgi ve beceriye sahip insanların geride durarak kendilerine haksızlık etmemeleri gerektiğidir. Bir diğeri ise bilmediğimiz, uzman olmadığımız konularda eksiklerimizi de en az güçlü yönlerimiz kadar bilmemiz, onları yok sayıp illüzyonel bir büyüklük sanrısına kapılmaktansa eksiklerimizi kapatmak için daha fazla çaba göstermemiz gerektiğidir.
“Akıllılar hep kuşku içindeyken, aptallar küstahça kendilerinden emindirler.” Bertrand Russell
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.