Çağdaş Sanatta Ortadoğu İmajı
Kültür ve Sanat - 01 Şubat, 2021 - Okuma Süresi: 8 Dk.
01 Şubat, 2021
Birçok kültüre ve dine ev sahipliği yapmış Ortadoğu, coğrafi konumu ve önemi açısından birçok alana etki ettiği gibi çağdaş sanata da oryantalizm ile çarpıcı bir tesir yaratmıştır. Kahire, Şam, İstanbul gibi merkezlerle sanat piyasasında geniş bir öneme sahip olan bu bölge, Avrupa’yı da besler niteliktedir. Oryantalizm ile sükse kazanan ve kendi içinde de yüklü tartışmaları barındıran bu yorgun coğrafya, etkilendiği olayları sanat ile dışarı vururken yaşanılanları göz önüne sermektedir. Gerekçe; bulunduğumuz coğrafya olan Ortadoğu’nun oryantalizm ile yarattığı etkiyi farkına varmak ve sanatın gelişimine kattığı değerleri görmektir. Ayrıca yakın dönem eserlerinin önemini ortaya çıkarmak ve yakın dönem sanatçılarının üretimlerini tarihsel bağlamları ile birlikte değerlendirmektir.
Yerel olanın çokça egzotikliğe, merkezi sanat görüşünün merkez dışı çoğaltımlara yönelmesi gibi pek çok sorunsal durumların organize edildiği alan ''Çağdaş Sanat Dünyası'nı'' gösterir. Bu sorunlar ile baş eden Ortadoğu haberlerde ve gazetelerde gerek politik gerek siyasal bağlamda ismini sık sık duyduğumuz ve gördüğümüz çalkantılı bölgedir ve üç kutsal dinin merkezi ve üç kıtanın kesişme noktasıdır. 20. yy başlarından itibaren petrol dünyasında zengin olan Ortadoğu, tüm bunların etkisiyle savaşı bitmeyen topraklardır. Bu önemli topraklardaki çağdaş sanat imajını değerlendirmek için öncelikle ‘’imaj’’ kelimesini de kavramak gereklidir. Dilimize Fransızca ''image'' kelimesinden geçen imaj, Türk Dil Kurumu elektronik sözlüğüne göre imge ile eş anlamlıdır. Sözlüğe göre imge:
1) İsim: zihinde tasarlanmış ve gerçeklemesi özlenen şey, hayal, hülya
2) Genel görünüş, izlenim, mesaj
3) Ruh bilimi: duyu organlarının dıştan aldığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri
4) Ruh bilimi: duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar olarak sıralanmış. Her ne kadar eş anlamlı olarak gösterilse de dil içerisinde farklı anlamlar içinde kullanılmaktadır.
Ortadoğulu sanatçıların çalışmalarını inceleyebilmek için, kuşkusuz 20.yyda bu coğrafyada meydana gelmiş sanat üretimlerinin göz önünde tutulması gerekmektedir. Bugün pek çok önemli sanat merkezi içinde üretimlerini sergileme imkânına erişmiş olan Ortadoğulu sanatçılar, bundan bir elli sene öncesine aynı coğrafyada üretim gösteren sanatçılar ile kıyaslandığında tartışmasız bir görünürlük elde etmişlerdir. Bu ilgi, bir başka taraftan önceki kuşaklara ait sanatçıların üretimlerini uluslararası zeminlerde sergileme olanaklarına kavuşmasını imkân sağlayacak düzeydedir. Bu bağlamda önemli müzelerin, Ortadoğulu sanatçıların eserlerini, koleksiyonları içerisine özellikle 2000 yılı ile birlikte ekledikleri görülmektedir.
Ortadoğu’nun oryantalizm etkisi, ilk başlarda Batı tarafından küçük görülmekteydi. Her ne kadar 19.yy öncesinde İslam ve Türk tasvirleri Ortaçağ, Barok ve Rönesans sanatında görülse de Ortadoğu’nun tamamen kendi farkını yaratması çağdaş sanata oryantalizm tesiri ile olmuştur. Kökeni güneşin doğuşunu ifade eden Latince "oriens" sözcüğüne dayanan Orient kelimesi İngilizce’de doğuya atıfta bulunur ve "orientalism" olarak ifade edilmektedir. Böylece Batı sanatçıları tasvirler yaparak eserlerinde Doğu’yu işlemişlerdir. Birçok batılı yazar eserlerinde oryantalizmi kullanarak ürün sergilemiştir. Hatta İngiliz ve Fransız Oryantalizmi başlığı altında eserler görülmektedir. Şarkiyatçılık kitabının yazarı Edward Said, Batılı güçlerin ve sosyal bilimciler ve sanatçılar gibi etkili bireylerin "Doğu" dan başka bir şey yapmadığını savunur.
John Frederick Lewis, Öğlen yemeği, Kahire
William Holman Hunt, Kahire'de Bir Sokak pazarı, 1854-61
Ortadoğu Çağdaş Sanatı’nda ise eserler yaşanmışlığı gözler önüne sermektedir. Örneğin Lübnan iç savaşı üzerine çalışan Nada Shnaoui, “Peindre L‟Orient Le Jour” ile Lübnan’da yayınlanan Fransız günlük gazetesinin, 1999 yılı boyunca, “her güne ait” sayılarından oluşan kendi içinde 12 ayrı set şeklinde üretilmiş, uzun süreçli bir çalışma gerçekleştirmiştir.
Preindre L‟Orient Le Jour, Karışık Teknik, 1999
Farklı çalışmalar ile de ortaya çıkmış sanatçılar vardır ki onlarda Ortadoğu’nun önemli isimlerindendir. Örneğin kadın imajında örnek kişi olan ve 1996 yılında İran’a girmesi yasaklanmış olan Shirin Nezhat, İslami sanatın batı tarafından bilinen kodlarını derinleştirerek, bilindik çoğu zaman karikatürize edilen Müslüman kadın imajını kıran çalışmaları ile kadın bedeni üzerinden derinlikli bir anlam katmanı, karşılaştırmalı okuma imkânlarını içeren çalışmalar üretmektedir.
Ortaçağ kaligrafi prensiplerini, modern etkiler ile geliştiren Mısırlı sanatçı Ahmed Mustafa’nın on altı adet baskısı The British Museum tarafından sergilenmeye açılmıştır. Arap ve Türk İslam Sanatı bölümünün Müze sorumlusu olan Venetia Porter, aynı makalesinde, müze küratörlerinin çağdaş ve modern Ortadoğu sanatını öğrenmeye başladıklarında sadece tartışmaya açmadıklarını bunun yanı sıra özgün koleksiyonlar oluşmasına imkân tanıdıklarını belirtmiştir.
Frolicking Horsese (Vahşi Atlar) 130x98 cm Tuval Üzerine Yağlı Boya Ahmed Mustafa 1994
British Museum’un 2003 yılında Avusturalya Melbörn’e taşımış olduğu “Arap Yazısı” ve “Kılıçtan Keskin” gezici sergileri, Irak işgali (20 Mart) sırasında gerçekleşmiştir. İlk sergi klasik kaligrafi ve objeler üzerine olmakla birlikte, “Kılıçtan Keskin” başlıklı sergi içerisinde Laila Shawa’nın “Letter to a Mother” “Bir Anne İçin Mektup” baskı serisi, kaligrafinin çağdaş sanat içerisinde farklı amaç ve anlamlarda kullanılmasına örnek teşkil etmektedir.
150x95 cm Kanvas Üzerine Serigrafi. 1992 Bir Anneye Mektup
Modern Arap Sanatının öncülerinden biri olarak kabul edilen Iraklı sanatçı Dia Al- Azzawi, 1976 yılında ülkesini terk etmiştir ve şu an Londra’da üretimlerini sürdürmektedir. Sanatçının, 2012 yılında Londra, Tate Modern Müzesi tarafından satın alınan, 1982-83 yıllarında yapmış olduğu “Sabra-Şatilla Katliamı” adlı çalışması, Ortadoğulu sanatçıların politik çalışmalarının incelendiği başlık altında bir zemin oluşturması bakımından önem taşımaktadır.
Dia Al- Azzawi “Sabra and Chatilla Maasacre”(Sabra ve Şatilla Katliamı) 1982-1983 Karışık teknik tuval üzerine uygulama
Ortadoğulu sanatçıların batı merkezli kurumlar, müzeler, galeriler ve küratörlerce benimsenmesi, bu coğrafyada üretim gösteren önceki kuşak sanatçılarına tekrar bakarak, gecikmiş bir ilginin oluşması konusunda “Diaspora Sanatçıları’nın” katkı payı tereddütsüz çok büyüktür. ‘’Yahudilik’’ ırkıyla neredeyse bütünleşen ‘’diaspora’’ teriminin çağdaş sanat içerisinde var olması tabi beklenen bir durumdur. Bu doğrultuda giderek yaygın bir hal alan Ortadoğulu sanatçılara olan ilgi, müzelerin yeni koleksiyonlar toplamasına, akademik alan içerisinde yeni enstitüler kurulmasına, Ortadoğulu küratörlerin çabasına dayanan büyük çaplı sergilerin oluşmasına yol açmıştır. Günümüzde yüz elli kadar Kuzey Afrika ve Ortadoğulu modernist sanatçının üretimlerini müze koleksiyonuna dâhil eden British Museum ve müzenin gezici sergileri bu duruma önemli bir örnek teşkil etmektedir.
“Collecting and Exhibiting Arap Art at the British Museum” başlıklı makalesinde Venetia Porter şu tespitlerde de bulunmaktadır: “British Museum, 1980'lere değin koleksiyonunda bulunan önemli İslam eserlerini bünyesinde sergilemiştir. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren, giderek azalan bir ilgi ile mevcut koleksiyonunu koruyan müze ve yaygın olan tutumu; İslam Sanatının bir çöküş dönemi içerisine girmiş olduğudur. Emevi ve Osmanlı hanedanlıkları içerisinde, çok görkemli sanat eserleri meydana getirilmiş, sonrasında yaygın geleneklerin kaybolduğu izlenmiştir.” British Museum, 1990 sonrasında tersi bir durumu sergileyerek, Modern Dönem kültür geçişlerine dair eserleri bünyesinde toplama yoluna gitmiştir. Porter’a göre, bu ilginin temellerini; geçmiş tarihsel olaylarla birlikte, sanatçılarla din kavramı arasındaki ilişkilerin nasıl kurulduğuna üzerine oluşturulmaktadır.
Üzerinde birçok farklı kültürün ve toplumun yaşadığı Ortadoğu, sanatta daha da ön plana çıkabilecek ve birden fazla alanda öncü olabilecek kapasitededir. Ortadoğu’nun kalıplaşmış imajları dışında eserler üreten sanatçılar, bu birikimin dünya çapında tanınmasını amaçlamışlardır. Bu gecikmeli üretimler ile oryantalizme bakış açısı değişmiş ve süreç öğretici bir hal almıştır. Bu sayede oryantalizm, Batı üzerinden oluşturulan bir bakıştan daha çok Doğu’ya teslim edilen ve Doğu’nun kendi ürettiği imajları içine sızmıştır. Ait olduğu coğrafyanın olumsuzluklarını avantaja çevirerek ‘öteki’ halden ‘evrensel’ hale gelmiştir. Sınırlandırılmış olmaktan kurtulan bu coğrafya daha birçok yenilikçi çalışmalarla örnek olmaya devam edecektir.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.