Büyüyen Bedenlerin İçinde Küçülen Ruhlar
Kültür ve Sanat - 17 Temmuz, 2023 - Okuma Süresi: 4 Dk.
17 Temmuz, 2023
Bu yazımda Descartes'in "Düşünüyorum o halde varım" sözünden yola çıkarak materyalizmi ve materyalizmin sonucunda insanların maddelere yönelip yöneldiği, maddeleri hayatlarının merkezine aldıklarında yaşadıkları durumları anlattım.
Yeni dünya düzenine adapte olmak için materyallerin de değişip geliştiğini, hatta giderek üst seviyelere çıktığına şahit oluyoruz. Alma-verme dengesini tam da bu noktada unutuyoruz. Her ilişkide maddi ya da manevi paylaşımlar yaşanır. Bu paylaşımların yoğunluğuna göre alma ve verme dengesi diye bir kavram ortaya çıkar. Materyaller değişip gelişirken, insanlar küçüldükçe küçülüyor ve ürettikleri şeylerin tüketici köleleri oluyorlar. İnsanlar buna; materyalizm, maddecilik ya da özdekçilik diyorlar. Bu anlayışa göre var olan her şey maddeden oluşmuştur, olan biten şeyler maddi sebeplerle açıklanamazsa o şeylerin varlığını yok sayarlar. Yani düşünceleriniz, ruhunuz, inançlarınız, hayalleriniz yok! Aslında siz; giydiğiniz marka kıyafetler, yediğiniz pahalı yemekler, içtiğiniz kaliteli içkiler kadarsınız. Bedeninizi bunlar oluşturuyor ve diğer hiçbir şeyin ehemmiyeti yok. Çünkü sizler de maddesiniz. 4+1 evlerin içini anlamsız ‘varlığıyla’ dolduran içi boş maddelersiniz.
Yine bu anlayışa göre varlığınızı kanıtlamalı, iyi bir gözlem ve deneye dayandırmalısınız. İşler karmaşıklaştı! Nasıl var olduğumuzu kanıtlayabiliriz? Descartes, “Düşünüyorum öyleyse varım!” diyerek varlığını kanıtlamaya çalışmış. Ama hayır bunu kabul edemeyiz çünkü düşünmek varlığı kanıtla(ya)maz. Mesela Büyük İskender, sanıyor musunuz ki askeri zekası ve Aristo’nun ruhunu ilmek ilmek işleyip eğitmesi sayesinde bu lakabı aldı? Hayır, hiç sanmam. 1 metre 50 santimetreyle ülkesinin en uzun boylu kralı olduğu için bu lakap ona verildi (!)
Materyalist sistemin köleleri; mutluluğunu içtiği içkiye, aşkı boş bedenlerin içindeki kıyafetlere borçludur ve üzüntüsünü de alamadığı maddelerden kaynaklı yaşar. Beni asıl yücelten, varlıkların en yücesi yapan duygularım ve ruhum; kendi yaptığı bir maddenin kölesi mi? Sahi esir biri varlığını nasıl kanıtlayabilir ki? Schopenhauer’a göre kendini hesaba katmayı unutan felsefedir bu!
Size kötü bir haberim var! Aslında artık hepimiz farkına varmadan, mana aleminden madde alemine geçiriyoruz. Eski zamanlarda bunun tam tersi olurdu. İnsanlar maddeyi keşfedip manalarını yükseltmek için kullanırlardı. Oysa şimdi manaları, maddeleri için bir yakıt. Ne üzücü ki çoğu insanın; anlamı ve amacı ‘refah’ içinde yaşamaktan ibaret. Bir listeleri var, maddeleriyle dolu ve bu listeler hiç azalmıyor. Yeni telefon almalıyım, eskisinin hafızası yetmiyor ve fotoğraflarda beni çirkin gösteriyor. Bu ruj, tayt ve çanta herkeste var, alınca çok güzel olacağım. En lüks arabayı alırsam güçlü ve zengin olurum. Kimsenin alamadığı marka kıyafetler alırsam onlardan farklı ve özel olduğumu kanıtlayabilirim.
Artık anlamların içini maddeler dolduruyor. Okuduğun kitaplar, aldığın eğitimler, travmalar-acı yaşam deneyimleri, gittiğin tiyatrolar, izlediğin filmler-diziler-belgesellerden çıkardığın dersler, dinlediğin müzikler, seni sen yapan yanların. Buna sırt dönme insan! Bu senin en güçlü yanın, bütün alemler sende gizli, bütün manalar senin ışığının altında toplanıyor. İnsan olan yanına küsme, varlığını maddeyle takas etme. Giydiğin kıyafet, kullandığın maddeler olmasa da sen varlığını sürdürmeye devam edeceksin. Bu yazıyı materyalist toplumun yükünü taşıyan, ağır yaralı ruhlara ithaf ediyorum. Gücünüzü ancak gerçek bir öze dönüşle bulabilirsiniz.
Çürüme’nin Kitabı’ndan bir alıntı yaparak yazımı sonlandırmak istiyorum:
“Vücudunuza bir aynadan bakın: Ölümlü olduğunuzu anlayacaksınız. Parmaklarınızı kaburga kemiklerinizin üzerinde bir mandoline dokunur gibi gezdirin: Mezara ne kadar yakın olduğunuzu göreceksiniz. Giyimli olduğumuz içindir ki ölümsüzlükle böbürleniriz. Bir kravat takıldığında nasıl ölünebilir? Giyinip süslenen ceset kendini iyi tanımamaktadır ve ebediyeti hayal ederek bunun yanılsamasını sahiplenmektedir. Et iskeleti örter, giysi eti örter…”
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.