Bitkilerin Mitolojik Öyküleri

Zamanında ilaç olarak kullanılan ve günümüzde hala birçok derde deva olan bitkileri bir de mitolojik yanlarıyla tanımak ister misiniz? Günlük hayatımızda sıklıkla çevremizde gördüğümüz bazı çiçek ve bitkilerin mitolojisini öğrenmek için içeriğime davetlisiniz!

Çiçeklerin Kraliçesi: Gül

Bugün sevgiyi ifade ederken hediye edilen çiçeklerin başında gelen gülün mitolojik hikayelerinden biri de bu yönde. Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olan Afrodit, en sevdiği çiçeklerden biri olan gülü oğlu Eros’a hediye eder. Eros da aynı gülü sessizlik tanrısı Harpokrates’e verir. Bu yüzden gül; sevginin, sessizliğin ve gizliliğin sembolü olarak görülmektedir.  

Zarif Papatya

Zerafetin ve gerçek aşkın sembolü papatyanın, gökyüzü tanrıçası Asterea'nın gözyaşlarından yaratıldığı söylenir. Bu hikayeye göre Asterea, tanrılar diyarından dünyaya doğru bakar ve hiç yıldız göremeyince ağlamaya başlar. Göz yaşlarının düştüğü her yerde ise bu bitki yetişir. 

Papatya, ismini bazı dizilerde sık duyduğumuz İskandinav tanrıçası Freya'nın sembolü olarak da kabul edilmekte. Bunların yanında eski bir Roma efsanesine göre de çayır perisi olan Belides, meyve ve bahçelerin tanrısı Vertumnus’un sırnaşık aşkından korunmak için kendisini papatyaya çevirmiş. Bu yüzden batı dünyasında papatya, sadeliğin ve dönüşümün simgesidir. 

Şakayık (Paeon)

Latince ismi paeon olan bitkinin mitolojik hikayesi de bu isim üzerinden yürümekte. Eski Yunan mitolojisinde Asclepius, ilaçların tanrısıdır. “Paeon” ise onun öğrencisidir ve Asclepius öğrencisini kıskanmaktadır. Bir gün Paeon, hamile kadınların sancılarını gidermesi için ormanda şakayık toplamaya gönderiliyor. Zeus, Paeon’u kıskanan Asclepius'un hışmından çekinerek Paeon'u zarar görmemesi için şakayık çiçeğine dönüştürüyor.

Nergis

Narsist kelimesine ne kadar da benziyormuş aslında... Bir peri ve insanın oğlu olan Narcissos, kendini beğenmiş biridir. Ona aşık olan Ekho adlı bir peri vardır. Ekho aşkını ifade etmekten korkmaktadır ve haklıdır da. Çünkü eninde sonunda aşkını belli edince Narcissos ona yüz vermemiştir. Kalbi kırık Ekho, Narcissos'un da kendi kaderini yaşamasını ister. Böylesine kendini beğenmiş birinin başkasını sevmesi mümkün müdür ki?

Günlerden birinde Narcissos ormanda gezinirken su içmek üzere pınara eğilir. Kendi yansımasını görüp ona aşık olur. Elini uzatsa da dokunamaz. Onu elde edemez. Bu aşkın yüküyle sararıp solar. Cesedinin yanında nergis çiçekleri bulunur. 

Su Perisi Daphne. Defne

Daphne, bir nymphe yani su perisidir. Apollon onu gördüğü an aşık olur. Ne yazık ki Daphne aynı hisleri paylaşmamaktadır. Yalnızlığı çok seven Daphne, Apollon'dan olabildiğince kaçmaktadır. 

Bir gün ırmak kenarında karşılaşırlar ve Apollon konuşmak ister. Daphne bu sefer de kaçmaya başlar. Koştukça kovalanır. Koşar, koşar, artık koşamayacak kadar yorulduğunda yığılır. "Toprak ana, beni Apollon'dan kurtar!" diye dilekte bulunur. Toprak ana onu ağaca dönüştürmeye başlar. Bunu fark eden Daphne "Meyvelerim ne yenilsin, ne de içilsin." der. Defne ağacının meyveleri acıdır ve yenilmez ancak yağı birçok alanda kullanılmaktadır. 

Ölümsüzlük Bitkisi: Aloe Vera 

Sağlık ve kozmetik alanındaki popülaritesi ve faydaları ayrı bir yazı konusu alan Aloe Vera bitkisi ilk defa Eski Mısırlılar tarafından ölümsüzlük bitkisi olarak anılıyor. Hatta bu dönemde Firavunlara cenaze hediyesi olarak sunuluyor. Kızılderililer tarafından da "Cennetin Asası" olarak isimlendiriliyor. İsmini duyan herkesin güzelliğine de aşina olduğu Kleopatra, söylentiye göre güzelliğini bu bitkiye borçluymuş. 

 

Günebakan: Ayçiçeği

Pers prensesi Clytie, Apollon'a aşıktır ama ne yazık ki karşılık bulamaz. Yemeden içmeden Apollon'un peşinden koşar...  Apollon ise bu aşka karşılık vermez, hatta aşığının kız kardeşine aşık olur.  Aşkına karşılık bulamayan Clytie yorgun düşer. Artık güneşe bakarken gözleri kararmaya ve başı dönmeye başlar ve sonunda ölür. Apollon onun cansız bedenini görünce çok üzülür ve Zeus'a yalvarmaya başlar. Zeus ise sarı saçlı Clytie'yi bir günebakana dönüştürür.