Bir Miyazaki Efsanesi: Yürüyen Şato
Kültür ve Sanat - 22 Ağustos, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.
22 Ağustos, 2022
Hayao Miyazaki'nin filmi olan Yürüyen Şato, kendisine yapılan büyünün etkisini yok etmeye çalışan genç bir kızın hikayesini anlatıyor. Sophie, Howl'un şatosuna yerleştikten sonra ise asıl macera başlıyor.
Diana Wynne Jones’a ait kitabın uzun metrajlı bir filme uyarlaması olan Yürüyen Şato’yu (Howl’s Moving Castle) çekmeye karar vermesiyle birlikte, Hayao Miyazaki’nin emeklilik planları bir kez daha rafa kalkmıştır. Miyazaki senaryoyu, kitaba olan bakış açısına göre uyarlamıştır. Filmi çekme fikrinin onu neden cezbettiği açıktır: Çünkü şato, net şekilde bir tasarımcıların rüyasıdır. Buna Miyazaki’nin kimlik ve insanlıkla ilgili temaları eklenince, senaryo romandan biraz daha farklı bir doğrultuya yönelmiştir.
Sophie, Çöplük Cadısı tarafından ihtiyar bir kadına dönüştürülür ve kimlik krizi yaşamaya başlar. Bu büyü, onun fiziksel görünümünü etkiler ama asıl Sophie’nin kendisiyle ilgili ne hissettiğini yansıtır. Sophie, yaşlı görünümü nedeniyle özgürleşir ve kendine daha fazla güvenir. Kaybedecek bir şeyi olmadığından zorluklara karşı dimdik durur. Bu, yakışıklılığını kaybetme düşüncesiyle depresyona girebilen narsist Howl ile oldukça zıt bir durumdur.
Filmdeki savaş, politik içeriklidir ve ABD’nin Irak’ı işgali ile benzerlikler taşımaktadır. Miyazaki, 2005’te verdiği bir röportajda “Bu film tamamen Irak’taki savaştan etkilenerek çekiliyor.” diyerek bunu doğrulamıştır.
Yürüyen Şato, keyif verici sahnelerden, ürkütücü savaş görüntülerinden oluşur ve trenler, mekanik arabalar, Victoria tarzı şehirler ve tuhaf uçan araçlarla doludur. Filmdeki kötülüklere zıt bir figür ise, şatonun çevresinde dolaşan dilsiz ve gürbüz korkuluk Şalgam Kafa’dır. Şatoyu bir arada tutan ise, şen şakrak ve geveze ateş iblisi Calcifer’dir. Calcifer, Howl’a güçlü bir büyü ile bağlıdır. Bu nedenle, onların kaderiyle şato ayrılmaz bir bütündür. Bu uyumsuz aileyi tamamlayan ise yetişmekte olan neşeli büyücü Markl’dır.
Yürüyen Şato’nun ana temalarından biri büyü ya da doğa yoluyla geçirilen değişim ve dönüşümdür. Sophie’nin büyü yoluyla ihtiyar bir kadına dönüşmesi, Howl’un çırağı Markl’ın yaşlı bir büyücüye dönüşmesi, Howl’un kuşa dönüşmesi bunun örnekleridir.
Miyazaki, filmlerinde genellikle geleneksel çizimleri tercih eder. Çizimlerin birçoğunu da kendi üstlenir. Yürüyen Şato çekilirken ise geleneksel çizimlerin yanı sıra bilgisayar teknolojisi kullanılmıştır. Bilgisayar daha çok şato için kullanılmıştır ve efektler ustacadır. Yürüyen Şato ardından Miyazaki, Stüdyo Ghibli için çektiği 10-20 dakikalık deneysel kısa filmler ve tamamen elle çizilmiş Küçük Deniz Kızı Ponyo’yla birlikte geleneksel formlara dönmüştür.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.