Bir Anadolu Efsanesi: Kervankıran Yıldızı
Kültür ve Sanat - 25 Temmuz, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.
25 Temmuz, 2022
Anadolu; efsaneler ve söylencelerle dolu büyülü bir yerdir. Bu büyülü yerde yüzyıllardır anlatılagelmiş efsanelerden birisi de Kervankıran Yıldızı’nın hikâyesidir. Gelin bu hikayeyi beraber keşfedelim.
Türk insanı dağa, taşa, yediği yemeğe ve hatta gezegenler üzerine bile nice türküler söylemiştir. Üzerine birçok türkünün ve ağıdın söylendiği Kervankıran Yıldızı, Anadolu’da "zühre yıldızı" veya "çoban yıldızı" gibi isimlerle de anılan Venüs gezegeninin bir başka ismidir. Kervankıran Yıldızı’nın isminin doğuşunu anlatan bu efsane artık unutulmaya yüz tutmuştur.
Söylenceye göre zamanın birinde Sivas ilinden bir kervancı Halep’ten Sivas’a bir mal götürmek için yola çıkar. Yol uzun ve zorludur. Kervancıların aklında çocukları, anneleri, babaları, nişanlıları, eşleri vardır. Tam üç yıldır sevdiklerinin hasretini çeken kervancılar bir akşamüzeri Sivas'ın Banaz Yaylası olduğu varsayılan Sivas ile Kayseri arasındaki yıkık bir hana varırlar. Dışarıda gittikçe kötüleşmekte olan bir fırtına vardır. Bunun üzerine kervandakiler geceyi orada geçirmeye karar verirler.
Kervancıların geçtiği yer olarak rivayet edilen Kervankıran.
Kervandakilerin arasından, bıyıkları yeni terlemiş boylu poslu bir delikanlı olan Veysel ise aklında nişanlısı, bir an önce memleketine ulaşmak istemektedir. Sabırsızlanan Veysel sürekli doğuyu gözlemektedir. Gün doğmadan, tan yeri aydınlanmadan önce güneşin doğacağı yerde "sabah yıldızı" denen bir yıldız belirir. Gökyüzünden gözlerini ayırmayan Veysel, en sonunda doğuda bir parıltı görür ve "Sarı yıldız… Mavi yıldız…" diye bağırarak kervandakilere sabah yıldızını gördüğünü anlatır ve onları yola çıkmaya ikna eder. Ancak Veysel’in gördüğü yıldız Kutup Yıldızı değildir, Veysel tam ters yönde olan Venüs’ü görmüştür.
Yola düşen kervan gittikçe artan kar ve fırtınada yollarını bulmaya çalışarak ilerlerler. Ancak birazdan doğmasını bekledikleri Güneş, hala doğmamakta ve varmaları gereken yere varamamaktadırlar. Gidecekleri yerin ters istikametinde ilerlediklerinin farkında olmayan kervancılar dondurucu soğuğun ve yorgunluğun etkisiyle bir bir çökmeye ve ilerleyemez hale gelmeye başlarlar. Gün ışıdığında kervandan kimse hayatta kalmamıştır.
Gel zaman git zaman kervandakilerin yakınları endişelenmeye başlarlar ve kervanı aramaya koyulurlar ancak kervanı hiçbir zaman bulamazlar. İşte o zamandan beri Venüs’e "kervanı aldatan, kervanı dağıtan" manasında "Kervankıran Yıldızı", efsanenin geçtiği varsayılan yere ise "Kervankıran"denmiştir. Bu olay üzerine yakılan en bilindik türkünün bir parçası aşağıdaki gibidir:
Evler yıkan beller büken
Kanım döken kervan kıran
Dön dön dön dön dön yâre doğru dön.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.