Ateşten Suya: Helen Keller
Kültür ve Sanat - 24 Ocak, 2022 - Okuma Süresi: 4 Dk.
24 Ocak, 2022

Kredi: Helen Keller
Helen Adams Keller, Amerikalı pedagog ve aktivist. Ancak onu meslektaşlarından ayıran bazı özellikleri vardır; sağır, dilsiz ve kör olması. Buna rağmen beş dil bilen, bisiklet, kano ve yelkenli kullanabilen, yüzen, satranç oynayan Keller, bunu nasıl yapmış hadi öğrenelim !
Helen küçük yaşta geçirdiği ateşli hastalık yüzünden görme, duyma ve konuşma yetilerini kaybetmiştir. Buna bağlı olarak da iletişim kuramadığı için davranışlarında hırçınlık ve asabilik baş göstermeye başlamıştır. Bunlar üzerine ailesi, Helen’in bilinçli bir eğitime ihtiyacı olduğunun farkına varmışlardır. Helen’in annesi o sıralarda okuduğu Charles Dickens'in Genel Okur için Amerikan Notları adlı eserindeki başka bir kör ve sağır çocuk olan Laura Bridgman için yapılanlardan etkilenmiştir ve konuyu incelemeye başlamıştır.
Ailesinin yaptığı araştırmalar sonucunda Perkins Enstitüsü ve Massachusetts Sağırlar Evi ile görüşerek bir öğretmen bulabileceklerini öğrenmişlerdir. Böylece efsanevi öğretmen Anne Mansfield Sullivan ile tanışmışlardır. Helen Keller bu günü bütün yaşamının en önemli anı olarak hatırladığını anlatmaktadır. Anne Sullivan, Perkins Körler Okulundan mezun, az gören bir kişidir. Okul müdürü tarafından Helen’in yetiştirilmesi için görevlendirilmiştir. Anne, Helen Keller için hem bir öğretmen ve hem de en yakın ve en güvenilir bir arkadaş olmuştur.
Helen Keller’in yaşamı, aynı zamanda Anne’nin fedakarlık ve mücadelesini yansıtan bir öyküdür. Çünkü o, Helen Keller’i hiçbir zaman yalnız bırakmadan hayatının sonuna kadar Helen Keller’in yetiştirilmesi için çalışmıştır.
Bunun adı nedir? Bu şeyin adı nedir? Bu soruların cevabını bulmak, hem öğretmenin hem de öğrencinin bir piyano taşıyıcısının kuvvetine, bir kömür madencisinin sessiz sabrına ve bir şairin inceliğine sahip olmasını gerektiriyordu.
Anne Sullivan çeşitli yöntemlerle Helen’i sakinleştirebilmiş, ona işaret dilini öğretmiştir. Helen Keller’in eğitiminde de ilk başlarda bu dilden yararlanmıştır. Parmaklarıyla Helen Keller’in elinin içine çeşitli işaretler yaparak anlaşmaya çalışmıştır. Ancak Helen’in öğrenmesinin ivme kazanması ‘su’ kelimesi ile olmuştur. Öğretmeni Anne Sullivan, Hellen'i bir su pompasının yanına götürüp elini oraya tutmuş ve hemen ardından eline "su" sözcüğünü yazmıştır. Bu ilk sözcüğü takip eden birkaç saat içinde Helen, 30 yeni sözcük daha öğrenmeyi başarmıştır. Söyleyebildiği ilk sözcüğün su olması nedeniyle 1960 yılında, Radcliffe Koleji’nin bahçesinde onun anısına bir çeşme yaptırılmıştır.
Anne Sullivan, Helen’e breyl yazıyla okuyup yazmayı, parmak uçlarını konuşan bir insanın dudağına dokunarak titreşimlerden o insanın ne söylediğini anlamayı öğretmiştir. Böyle bir beceriye aynı durumdaki çok az sayıda kişi sahiptir. Helen Keller, işitme duyusu olmayan bir kişinin çok zor başarabileceği konuşma becerisini de kazanmıştır. Anne, Helen Keller’in karanlık dünyasına ışık, sessiz dünyasına ses olmuştur.
Hayattaki en iyi ve en güzel şeyler ne duyulabilir ne de dokunulabilir. Kalp yoluyla hissedilmelidir
Helen daha sonra Radcliffe Koleji’ne bağlı olan Harvard Üniversitesi’ne girmiştir. 24 yaşındayken üniversite tarihinde ilk sağır ve kör bir kişi olarak başarıyla üniversiteden mezun olmuştur. Resmi eğitimi burada bitse de hayatı boyunca pek çok üniversiteden onursal doktora derecesi almıştır. Hayatı boyunca bir çok ülke gezip konferanslar vermiştir. Bir dizi de kitap kaleme almıştır. Başta Amerikan Görme Engelliler Vakfı olmak üzere çok sayıda organizasyonda görev almıştır.
Helen Keller 1968’de 88 yaşındayken Vesborg’daki evinde, dünyaya veda etmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerinden katılan çok büyük bir kalabalık onu saygıyla uğurlamıştır. İçinde bulunduğu şartların zorluklarına rağmen Helen Keller’in kişisel azim ve başarısı toplumsal mücadelesi, özürlülerin eğitim ve rehabilitasyonu için kararlı mücadele anlayışı, hayata bağlılığı, bütün insanlar için örnek olmaya devam edecek ve en zor koşullarda bile bizlere iyimser olmayı öğretecektir.
Helen Keller'e bir röportajında duyamamanın mı yoksa görememenin mi daha zor olduğu sorulduğunda ise şöyle cevap verir:
Körlük insanları 'nesnelerden' ayırır ancak işitme kaybı insanları 'insanlardan' ayırır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.