Antik Yunan Mimarisinde Tasarım ve Altın Oran
Kültür ve Sanat - 15 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 8 Dk.
15 Mart, 2021
Antik Yunan Mimarisinde tasarımın temelinde idealleşmiş ölçü ve oranlar vardı. Bu döneme ait hayran kaldığımız eserlerde altın oranın bulunduğunu ya da belli oranlar üzerine tasarlandıklarını söylemek mümkün. Bu ölçü ve oranların çıkış noktasını ve gelişimini merak ediyorsanız gelin birlikte örneklerle inceleyelim.
İnsan bedeni; oran ve orantısıyla, bedenin hal hareketlerinin formu belirlemesi ve ölçüt alınmasıyla mimari tasarımlara kaynak olmuştur. Mimaride ölçü ve oran, farklı birimler arasındaki ilişkilerle ortaya çıkar. Uyumlu, dengeli ve estetik düzene sahip ölçüler belirli oranları beraberinde getirir. Yunan mimarisi, bu oranların yansıtıldığı formların ve ögelerin birbiriyle ilişkilerinin orantılı ve mimari uygulamalar üzerindeki tasvirinde mükemmele ulaşmayı hedefler. Mimari güzellik bütün bu oran ve orantılar üzerine kurulmuştur. Yunanlılara göre mükemmel oran ve orantılar ideal insan bedeninde gizliydi. Bununla beraber, Antik Yunan’da insan biçiminin, tanrıların biçiminden ortaya çıktığını düşündükleri için tanrısal geometrik, matematiksel ve orantılı ilişkileri insan bedeni üzerinde gözlemleyebileceklerine inanıyorlardı. Bu tanrısal oran ve orantıların insan bedeni üzerindeki yansımasını mimari form ve ögeleri oluşturmada kendilerine referans alıyorlardı. Bu yüzden tanrıları için inşa ettikleri, tasarladıkları her şeyin temelinde insan vardı. Yunanlılara göre ideal insan bedeni ölçü ve oranlarıyla mükemmeldi ve bu sebeple mimari tasarımların kaynağı olmuştu.
Altın Oran
Yunan mimarisinde ideal insan bedeninin oranlarının kullanıldığı tasarımlara bakılırsa Yunanlıların bu tasarımlarda altın oranı kullandıkları görülür. İdeal insan bedenin belli noktaları arasındaki ölçüleri kıyaslayarak altın orana ulaşmışlardır. Özellikle Pisagor yaptığı çalışmalarla canlı varlıklarda gördüklerini matematik ve geometriyle bağdaştırarak bunların estetik bir ilişki oluşturduğunu keşfeder. Örneğin, kusursuz bir insan vücudu uzunluğunun, göbek ve ayak arasındaki uzunluğa oranı 1,618’e karşılık gelen altın oranı verir. Aynı şekilde yüzün uzunluğu ve genişliği arasındaki oran ve ağız genişliği ve burun genişliği arasındaki gibi oranlar da bize altın oranı vermektedir. Yunan mimarisinde, bu orandan ortaya çıkmış, uzun kenarının kısa kenarına oranı 1,618’i veren altın dikdörtgeni tasarımlarında sıklıkla kullanmışlardır. Yunanlılar altın dikdörtgenin insan gözü için en estetik ölçüye sahip olduğuna inanıyorlardı ve bu dikdörtgeni mimarilerinde sıklıkla kullandılar.
Altın oranı ilk olarak kullandığı tahmin edilen Yunanlı mimarlar Iktinos, Callicrates ve heykeltıraş Phidias’ın milattan önce 5. yüzyılda Atina akropolünde inşa ettikleri Parthenon Tapınağı’nın tasarımında bu oranı görmek mümkün. Parthenon’un giriş cephesinden bakıldığında, sütunların üst kısmı yani çatı hattının tabanı Parthenon'un yüksekliği ile oranlanırsa altın orana çok yakın bir sonuç elde edilir. Sütunların üzerindeki kirişin uzunluğunun sütunların yüksekliğine oranı altın oranı verir. Sütun genişliği ile sütunların merkez ekseninden sütunların dışına kadar olan mesafeler oranlanırsa kenarları oranı 1.618 olan altın dikdörtgen elde edilir. Aynı zamanda kollarını iki yana açmış bir insanın elleri arasındaki mesafeyle vücut uzunluğunun birbirine eşit olduğunu, bu şekilde eni ve boyuyla ideal bir kareyi oluşturduğu bilinir. Altın dikdörtgenin içerisinden ideal kareyi çıkartacak olursak elde edeceğimiz şekil yine bir altın dikdörtgendir. Bu şekilde birbirini takip edecek biçimde iç içe çizilen altın dikdörtgenlerin köşeleri eğri bir çizgiyle birleştirilecek olursa elde edilen şekil bir altın spiraldir. Bu bilgi göz önüne alındığında, Parthenon’un giriş cephesinde bulunan altın dikdörtgeni oluşturan bütün çizgiler bir altlık olarak çizilirse zeminden başlayıp frizlere doğru ilerleyen birden fazla altın spiral görülür. Aynı şekilde sütunlar arasında ve frizlerin üzerinde de altın spiral vardır. Yunanlıların İyon düzenine sahip sütunlarının başlığının volütünde de altın spiral form olarak uygulanmıştır. Altın oranın başka uygulamalarına bakıldığında Yunanların heykel yaparken de altın oranı referans aldıkları görülür. Altın orandan ortaya çıkmış ideal geometrik biçimleri tasarımlarında form ya da ölçü olarak kullanmışlardır. Kenarları altın oranla ilişkili olan kepler üçgenini birçok farklı tasarımda simge olarak kullanmışlardır. Yine bezeme motiflerinde altın oranı ve altın oran içeren simgelere yer vermişlerdir. Özellikle vazoların üzerine altın oranla ilgili geometrik motifler ve insan bedeni işleniyordu. Yunanlılar evlerinin bazı bölümlerinde zeminleri mozaiklerle kaplamışlardır. Bu mozaiklerde altın oranın da bulunduğu çeşitli geometrik şekiller bulunur. Yunan mimarisinde altın oranın bu kadar sık kullanmasının nedeni altın oranın en kusursuz orantı ilişkisini oluşturduğuna inanmalarıydı.
Parthenon Tapınağı
Yunan mimarisinde geliştirilmiş, günümüzde dünyanın birçok yerinde örneklerini gördüğümüz mimari ögelerden birisi de sütunlardır. Yunan mimarisinde sütunlar hem bir taşıyıcı eleman olarak hem de yapıya estetik bir görünüm sağlamak amacıyla sıklıkla kullanılmıştır. Sütunlar aynı zamanda yapılara anıtsallık özelliği kazandırmıştır. Sütun çeşitli malzemelerden yapılmış kaide, gövde ve başlık kısımlarından oluşan mimari bir destek elemanıdır. Yunan mimarisinde dor, iyon ve korint olmak üzere üç çeşit sütun biçimi vardır. Dor sütun nizamındaki sütunların oranlarına bakıldığında sütun genişliği ve yüksekliğiyle ideal erkek bedeninin oranlarının kullanıldığı görülür. Dor sütun nizamında sütun çapının sütun gövdesinin uzunluğuna oranı tıpkı bir erkek bedeninin ayak genişliği ile vücut uzunluğu oranlandığında görüldüğü gibi 1/6’dır. Yani dor sütun nizamı ideal erkek bedenini temsil eder. Dor sütun nizamında kaide bulunmaz sütunlar direkt olarak zemine iner. Sütun boyunca dikey yivler bulunur. Bu dor sütun nizamını Parthenon dahil olmak üzere tapınakları inşa ederken kullanmışlardır. Tanrıça Diana için inşa edilecek tapınakta dor sütun nizamının kaba ve hantal bir görüntü oluşturacağını düşündükleri için yeni bir sütun biçimi geliştirdiler. Çünkü Yunan tanrıçalarının tapınakları erkek tanrıların tapınaklarından daha zarif olmalıydı. İdeal kadın vücudunda, ayak uzunluğunun yaklaşık 8 katı vücut uzunluğuna eşitti. Bu durumda dor sütunlarından daha ince görünen sütun çapının gövdeye oranı 1/8 olan iyon sütun nizamı ortaya çıktı. Bu nedenle iyon sütunlar dor sütunlarına kıyasla daha ince ve uzundur. Kadınsı oranlara sahip iyon düzenin sütunlarının daha zarif ve kadınsı görünebilmesi için dor sütunlarından daha süslü olacak biçimde inşa etmişlerdir. Dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağında iyon sütun düzeni kullanılmıştır. Yunan mimarisinde üçüncü ve son olarak kullanılan korint sütun nizamı, iyon ve dor göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Korint sütun nizamı Atina’da geliştirilmiş ve İyon sütunlarının oran sistemi kullanılmıştır. Oranları sebebiyle kadın bedenini anımsatır. İnce ve zarif bir görünüme sahiptir. Olimpian Zeus Tapınağında korint sütun biçiminin oranları kullanılmıştır. Yunan mimarisinde kullanılan bu üç sütun nizamı da Roma mimarlığı başta olmak üzere günümüzde inşa edilen yapılara kadar yansımıştır. Sütunların mimari tasarımlarda kullanımıyla beraber insan vücudunun oranları, gücün ve güzelliğini simgesi haline gelmiştir. Yıllar boyunca süregelen mimari tasarımların içerisinde bu sütun nizamları uygulanmıştır.
Dor İyon Korint
Efes Artemis Tapınağı
Yunan mimarisinde insan bedenine uyum, beden ölçülerini referans alarak tasarım yapmak söz konusu. Yunanlılara göre oranlar güzellik ve uyumun mükemmel ifadesiydi. Kısaca, Yunanlılar kendi değer yargıları, yaşantı tarzları, geometri ve felsefe bilgileriyle insan bedenini ölçü alarak kendilerine özgü hayran olduğumuz bir sanat ve mimarlık anlayışı ortaya koydular.
Bir başka yazıda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın!
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.