Klasik Okumalardan Sıkılanlara: Öykü Okumalarınız için Yeni İsimler

Kredi: Pexels

Bazen hepimiz bir şeyler okurken özgün bir dil ve yeni içerikler görmek isteriz. Öykü yazınında gerek Sait Faik dışında gerekse herkesin bildiği klasik öykücülerimiz dışında sayfalar görmek bizlere yeni bir bakış açısı kazandıracaktır.

Türk edebiyatında son dönem yazarlarımız, öykücülükte yeni sesler denemekte. Hepimizin bildiği belirli isimler dışında kalan bazı isimler, bugünün modern öykücülüğünün temelini atıyor. Özellikle son zamanlarda adlarını kimimizin duyduğu fakat raflarda henüz çok fazla görmediğimiz bazı yazarlarımızdan bahsedeceğiz.

Söz edeceğimiz ilk isimden başlayalım.

Mahir Ünsal Eriş

Öykülerinde, toplumun farklı kesiminden insanları ayrı ayrı bölümlerde ele alıp kitap sonunda hepsini tıpkı bir yapboz gibi birbirine bağlar. Küçük görünen durum ve olayları; mahalle arasında gençliğinin heyecanını kendi içinde yaşayan iki delikanlıdan, ebeveynsiz büyüyen bir kızın ortadan kayboluşundan tutarak içimize kadar getirebilir. Okuduklarımız, tanıdık öykülerdir ama daha önce hiç okumamışızdır. Eriş bizlere bu hissi yaşatmaktadır. Yazı dili oldukça yumuşak ve esprili olan yazar, çeşitli mekan ve kişilerle duyularımıza hitap eder. Öykü sevmeyenlerin bile sevebileceği bir samimiyete sahiptir. Özellikle "Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde" ve "Sarıyaz" isimli kısa ve dolu öykülerini çok seveceksiniz.

 "Demek ki insan, yaşıyorsa nasıl olsa bir iz bırakıyor, bir zeytincinin paslanmış tabelasında bile olsa. İlla birilerinin kalbini dağlamanın lüzumu yok iz bırakmak için demek ki." (Olduğu Kadar Güzeldik)

 

Ayfer Tunç

İçlerindeki dünya ağrısını susturamayan ve dindiremeyen kadın/erkek her tür insanın dilini konuşabilen yazar, öykülerinde de bunu bize gösteriyor. Aşk, sevgisizlik, yalnızlık, yabancılaşma gibi konuları bazen çok yavaş bazen de çok hızlı bir öyküyle bizlere sunuyor. Tunç; bazen saklı bir günlüğe eriştiğimizi, bazen de uluorta kapı kapı gezen süslü bir hanımefendi olduğumuzu hissetmemizi sağlamaktadır. "Saklı" adlı eseriyle 1989 Yunus Nadi Öykü Birincilik Ödülü'ne layık görülen Tunç, öyküde yeni bir ses olmaya hâlâ daha devam etmektedir. 

“Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz.”

“Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?”

“Ama kucağında bir kucak korka kalan siz olmuşsunuz.”

“İyi ya boş değildi kucağım.”

“Ama yandınız,kül oldunuz.”

“Ama vardım,kül bunun kanıtı.” (Suzan Defter)

 

Barış Bıçakçı

Kitaplarına gizlediği uzun listeleri anlayabilmek için elinizde bir kağıt kalem bulundurmalısınız. Bazen bir şarkı, bir film, bir eser ismi size bu yazarı çağrıştırabilir. Okuduğunuz öykülerin bazen bir roman olup devam etmesini dileyebilirsiniz. Fakat Bıçakçı, hevesinizi kursağınızda bırakmayı sever ve öykü en çok bu noktada tatlanır. Karşılıklı konuşma ve dertleşme tadında kaleme aldığı öyküleri, son dönem öykücülüğünde okurların gözünde önemli bir yer tutmuştur. Dikkatli olmak elzem, kapakları ve içeriği kadar kitap isimleri de sizi kendine çekebilir. (Bkz: Herkes Herkesle Dostmuş Gibi, Bizim Büyük Çaresizliğimiz, Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme...)

"Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz." (Sinek Isırıklarının Müellifi)

 

Rasim Özdenören

Özellikle "Çok Sesli Bir Ölüm" adlı eseriyle özgün öyküler ortaya çıkaran yazarımız; son dönem öykücülerinden sayılmasa da geçmişi bir hayli yüklü, fedakâr bir kaleme sahip. Adını çokça duyduğumuz ve Türk Edebiyatının önemli isimlerinden olan Özdenören'in öykülerinde halktan, kendinizden ve sıradan insanın hayat kavgasından çok şey bulabilirsiniz.

"İnsanlar aslında birbirini tanımadıkları için severler, şaşırtıcı değil mi? Tanıdıktan sonra nefret ederler birbirlerinden." (Gül Yetiştiren Adam)

 

 

Melisa Kesmez

"Nohut Oda" isimli öykü kitabıyla okurlarının beğenisini toplayan yazar, aynı zamanda bu kitapla 65. Sait Faik Hikâye Armağanı'na sahip olmuştur. Aile bağı, iç hesaplaşma, aşk, bağlanma gibi konuların ince bir üslupla işlendiği kitaplarına bakılırsa son dönemde yerini ustaca alan öykücülerimizden biridir.

"Normal şeylerin sıkıcı bulunduğu bir devre denk geldik sanırım. Müthiş bir oburluk çağı. Yeni insanın nefsi doymuyor. Sıradanı tükettik. Mutluluk dediğimiz şey sadece anlık." (Küçük Yuvarlak Taşlar)

 

 

 

Tüm bu isimlerden sonra, Modern Türk hikâyeciliği ve son dönemde öykü ile ilgili eserler hakkında bilgi sahibi olmamız az çok mümkün. Öyküde,romanda ve şiirde yeni tarzlar görmek ve özgün sanatçılar tanımak, her edebiyatseverin ilgi odağı olan bir konu. Sizler için derlediğim bu yazarlarımızı tanımak isterseniz, Türk edebiyatında son dönemde öykünün serüvenini de yakından takip etmiş olacaksınız.