3 Örnekle Hayatta Kalma Önyargısı (Survival Bias) ve Başarıya Giden Yolun Sırları
Kariyer - 28 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 3 Dk.
28 Aralık, 2020
Nerede o eski şarkılar diyen büyüklerimiz olmuştur hep; hatta bazen bizler de ‘eski şarkılar gerçekten daha anlamlı, daha güzellermiş.’deriz. Peki hiç eski şarkılardan çok popüler olmayanların, çok beğenilmeyenlerin günümüze ulaşamadığını düşündünüz mü? Tıpkı şu an dinlenmeyen ileriye gitmeyen bu şarkılar gibi savaştan geri dönemeyen uçakları düşünün. Hayatımızın bir çok alanında rastlayabileceğimiz bir önyargı çeşidinden bahsedeceğim bugün sizlere: Surrvivorship Bias, diğer bir deyişle hayatta kalma önyargısı.
Hayatta kalma önyargısı (Survival Bias) yani başarısızlıkları göz ardı edip yalnızca başarıya odaklandığımızda çoğu zaman doğru cevaba varamamamızın nedeni. Birçoğunuzun sosyal medyada okumuş olabileceği bu önyargıyla ilgili çok paylaşılan bir örnekle açıklamak gerekirse:
II. Dünya Savaşı’nda uçakların en çok vurulan yerlerinin istatiğini çıkaran İngiliz ordusu, uçaklarının düşürülmesini azaltmak için bu bölgelere zırh kaplaması yapmak istiyor. Uçağın her bölgesini kapladıkları takdirde uçağın ağırlaşması ve malzeme yetersizliğinden dolayı bu şekilde bir çözüm üretiliyor. Geri dönebilen uçakların istatistiklerine göre en çok vurulan bölgeleri zırh ile kaplıyorlar fakat bir süre sonra geri dönebilen uçak sayısında artış olmadığını fark ediyorlar. Abraham Wald adında bir istatistikçi bu durumla ilgili görüşünü söylediğinde her şey açıklığa kavuşuyor. Vurulduğu halde dönebilen uçaklar başarıyı temsil ederken, vurulduğunda dönemeyen yani düşen uçaklar asıl istatistiği düşünülmesi gereken başarısız kısmı temsil ediyor. İşte bu yüzden dönen uçakların vuruldukları yerlere zırh kaplamaya çok gerek olmadığı daha çok vurulmadıkları (yani vurulsalardı düşecek oldukları) kısımları zırh ile kaplamanın gerekli olduğu anlaşılıyor. İşte bu fenomenin adına Survival Bias, yani hayatta kalma önyargısı deniliyor.
Tıpkı savaş uçağı örneğinde olduğu gibi; eski şarkıların daha güzel olduğu görüşü de bu fenomene dayanmaktadır. Yani eskiden güzel bulunmayan şarkıların çoğu günümüze ulaşamamıştır, eskiden popüler olan şarkılar ise değer görüp günümüze dek ulaşmıştır. Bu yüzdendir ki, eski şarkılar, eski romanlar, eski şiirler vb. daha güzel bulunurken; günümüzde iyi veya kötü; güzel veya çirkin birçok esere ulaşabildiğimiz için günümüz eserlerinin eskileri kadar iyi olmadıkları bazılarımızca savunulur.
Bir başka örneği açıklamak gerekirse; Zuckerberg gibi Harvard Üniversitesi’nden atılan bir kişinin başarılı olmasının sebebi ve onun tavsiyelerine kulak astığımız kadar; üniversiteden atılmış ve başarısız olmuş insanların neden başarısız olduklarına ve onların tavsiyelerine de kulak asmalıyız. Çünkü aksi durumda yani yalnızca başarıya odaklandığımızda geri dönemeyen başarısız bir uçak pilotu, beğenilmeyen hatta zamanla kolayca unutulup giden bir sanatçı veya başarısız bir mühendis olarak kalırız. Başarısızlığın aslında başarı kadar önemli olduğunu buradan da anlayabiliriz. Başardığımızda attığımız doğru adımlar kadar başaramadığımızda yaptığımız yanlışlardan ders çıkarabilmemiz dileğiyle…
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.