Psikoloji Bölümüne Dair

Tercih döneminde hiç düşünülmeyen bölümler birden gündeme gelebilir, yıllardır okuyacağım denilen bölüm aniden gözden düşebilir. Bu zorlu süreçte psikoloji bölümü hakkında gözden kaçırmamanız gereken birkaç bilgiye birlikte bakalım.

1. Dört yıl sonunda klinik psikolog olamıyorsunuz

Genel bir yanılgıdır bu. Psikolog deyince akıllara gelen ilk imge bir koltuğa uzanmış danışan ve onu dinleyen psikolog. Aslında bu dediğimizi yapabilecek kişi “klinik psikolog” olarak geçer ve klinik psikolog olabilmek için dört yıllık lisans sürecinden sonra yaklaşık iki yıl süren bir klinik psikoloji yüksek lisansı yapmanız gerekmektedir. Ancak bu şekilde klinik psikolog unvanını elde edebilirsiniz.

2. Meslek yasamız yok

Bu nedir derseniz bir örnekle anlatayım: Kulak doktoruna gidiyorsunuz ve öğreniyorsunuzki gittiğiniz doktor tıp fakültesi mezunu değil. Onun yerine sadece buna dair bazı eğitimlere katılıp sertifika almış. Bu doktora ne kadar güvenirsiniz? Maalesef hala bu konuda mücadele veriyor ve meslek yasamız olması gerektiğini söylüyorsak da sonuçlanan bir durum yok. Alan dışı talan söz konusu.

3. Psikoloji demek istatistik demek

Bölümün en temel dersi istatistiktir ve çoğu üniversitedeki zorunlu dersler istatistik dersleridir. Okuyacağınız makaleleri anlamlandırabilmeniz için istatistik bilmek zorundasınız. Linkini koyduğum gönderi, bu gerçeği mizahi bir üslup ile anlatmakta.

https://www.instagram.com/reel/CM2miCsjRo5/?utm_medium=copy_link

4. Farklı işlerde çalışabilirsiniz

Psikoloji okuyan biri tabii ki klinik alanına yönelebilir. Bunun dışında çok çeşitli yerlerde de çalışabilir. Psikoloji, insanla ilgili olan bir bilim olduğundan insanın olduğu her yerle alakalıdır demek sanıyorum çok da yanlış olmaz. Şirketlerdeki İnsan Kaynakları, Satış, Pazarlama, Kurumsal İletişim gibi departmanlarda sosyal bilimciler (daha da özelleştirirsek psikoloji mezunları) tercih edilebiliyor.

5. Çeşitli alt dallar mevcut

Nöropsikoloji, sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji, kişilik psikolojisi, adli psikoloji, spor psikolojisi, din psikolojisi, endüstriyel psikoloji, klinik psikoloji… Ve sayamadığım daha birçok alan. Tercihlerinize yazacağınız üniversitenin ne kadar ders açtığı bu noktada önemli olabilir. Ne kadar çok ders, o kadar çok perspektif, o kadar farklı alanla tanışma imkanı.

6. Umarım okumayı seviyorsunuzdur

Makalelere, atıflara, Sci-Hub’a, okumaya alışsanız iyi edersiniz. Sosyal bilimlerin hepsi için geçerli olan bu madde, alışmak zorunda olduğunuz bir durum. Yoksa epey zorlanırsınız.

7. Bir kelime yedi harf: “KEYİFLİ”

Her şeye rağmen okuduğum bazı bilgileri günlük hayatta gözlemleme şansı bulmak ve kendimi belli açılardan değerlendirmek, bana oldukça keyifli gelmekte. Soyut bir bilim olmaktan uzak olmasının yanında birçok deneyi okuyup izleme fırsatı bulabilmek, önemli bir nokta olabiliyor.

 

Bu bölümü isteyerek tercih etmeniz ve severek okumanız dileğiyle… Başka bir yazıda görüşmek üzere :)