Netflix Dizileriyle Gülmek

Disney+, Amazon Prime, HBO Max, BluTV, Gain, Mubi, beIN Connect ve Netflix. Televizyondan uzaklaşıp internete yöneldiğimiz bir dönemde, günden güne artan platform ve yapımların arasında bulunan Netflix'e bir göz atalım.

Gülmenin ve komedinin gözümüzden yaş gelen kahkahalar ile sınırlandırmayan kesimini savunuyorum. Bunun yanı sıra gülerken düşünelim demiyorum. Örneğin yorumlara baktığımda Leyla ile Mecnun ve Gibi yapımlarının akıllı ve akıcı yollar ile absürdlüğü ve tüm ''saçmalıkları'' aktarmasının verdiği keyif, kimininin gülmekten karnına ağrılar sokuyor kimine ise yalnızca diziyi izlettiriyor. Ancak bu keyif farklılıkları yapımların kötü olduğunu ispatlamıyor. İşte komedide herkese göre değişen bu sınırların Netflix platformunda en beğenilenlerine bakalım.

1) SEINFELD

Hiçbir şey anlatmayan dizi. Sitcom denildiğinde akla ilk gelenlerden midir bilmiyoruz ama mükemmel bir yapım. 1989–1998 yıllarında dokuz sezondan oluşuyor.

Dizinin finali için okuduğum iki ilginç konu var. İlki dokuzuncu sezonda final yapmasının nedeni yazar Jerry Seinfeld'in 9 rakamına olan takıntısı. İkincisi ise Frank Sinatra'nın vefat ettiği gün final bölümünün yayınlanması. Sinatra ambulans ile hastaneye götürülürken bir röportajda ambulans şoförü "O gün hiç trafik yoktu. Herkes evde Seinfeld izliyordu" demiş.

Döneminin en iyisi olan Seinfeld dört arkadaşın hayat akışlarını gösteriyor. Elaine, Kramer, Costanza ve Jerry. Dizinin kamera arkasında barındırdığı çok gerçek çok ilginç olaylar var. İlk iki sezondan sonra tamamen alışmaya başlıyorsunuz ve dokuzuncu sezonda bitirmemek için izlemeye kıyamıyorsunuz. Gerçekten anlattığı tek şey: hiçbir şey. Tutunup bırakamayacağınız dizilerden birisi. Kesinlikle tavsiye edilir.

2) AFTER LIFE 

Ricky Gervais'ın yapımcılığını üstlendiği After Life, Tony Johnson'ın eşinin ölümünün ardından hayatını kara mizah ile bizlere sunuyor. Tamamen bir komedi diyemeyiz. Topluma, insanlara, medyaya karşı eleştiriler komediyle birleşiyor. Beni etkileyen ise hayatın gerçeği olan ölümün kalanlar için bıraktığı acılarla yüzleşmenin, hayata bağlı kalmanın güzelliğini fark ettirmesi. RadioTimes.com'a konuşan Gervais: Gerçekten kim olduğunuzu veya kime rastlayacağınızı seçemezsiniz. Bizler sadece rüzgarda süzülen ruhlarız, konusu bu.

3) Community

Avukatlık yapan Jeff, diplomasının sahte çıkması ile gerçek bir diploma almak için üniversiteye geri dönüyor. Hoşlandığı Britta’yı tavlamak için bir çalışma grubu uyduruyor. Community ve karakterlerin hikayesi buradan sonra başlıyor.

Karakterlerin aşırı davranışları ve sonuçlarının farkında olmaları ayrı bir seyir zevki veriyor. Kafam dağılsın, keyifli bir şeyler izleyeyim diyenler için birebir.

4) Brooklyn Nine-Nine

Brooklyn 99 numaralı bölgedeyiz!

Suçlu - polis ikilemleri ile yaratılan komik durumların yanında tüm oyuncu kadrosu beraberinde olayların akıp gitmesi, bir nevi ''çerezlik'' B99!

İzledikçe bırakamıyorsunuz, Peralta'nın hiçbir şeyi ciddiye almayan haylaz küçük bir çocuk karakterine rağmen karakolun en başarılı dedektifi ve ailesi gibi benimsediği ekibinin komik kargaşasında buluyoruz kendimizi. Karakterlerin detaylarını fark ettikçe klişe bir temele rağmen olağanüstü bir yere gelerek ''Bitmesin!'' dedirten B99 kesinlikle izlenmeli.

5)Trevor Noah: Afraid of the Dark

The Daily Show'un yeni sunucusu Noah'dan eğlenceli bir gösteri!

Sohbete dayalı, rahat üslubu ile karşımıza çıkan Trevor Noah'ın stand-up gösterilerinden biri. Kendisi mükemmel bir taklit yeteneğine sahip. Genelde yabancı stand-up gösterilerine karşı önyargılar olabiliyor. Bazen siyasi bazen o kültüre ait cümleler bizde anlam ifade etmeyebiliyor. Birçok yabancı gösterileri izlememe rağmen kendimi sıfır beklenti ile başladığım ancak eğlendiğim Trevor Noah'da buldum. Benim için diğer komedyenlere göre yeni dönemde ortalama bir komedi ile sempatik. Aynı zamanda yetenekleri ile eğlendiriyor. Komedi olarak bir çatal da buradan almanızı dilerim.