Suç ve Çocuk

Eğitim - 01 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.

01 Mart, 2021

Suç ve Çocuk

Son yıllarda kayda değer bir şekilde artış gösteren çocuk suçluluğu; toplumun bir sorunu haline gelmiş, geleceğimizin temeli olan çocuklarımızın nasıl bu hale geldiği ise en çok sorulan ve üzerine tartışılan bir soru haline gelmiştir. Acaba çocukların suça karışmasında toplumun rolü var mıdır? Gelin çocuk suçluluğunu Travis Hirschi'nin Sosyal Kontrol Kuramı çerçevesinde ele alalım.

     Suç kavramı, hukuk düzeni tarafından yapılması yasaklanmış, yapıldığında devlet tarafından uygulanan bir yaptırımla karşılaşan fiillerin tümünü ifade etmektedir. Türk hukuk sistemine göre suça sürüklenen çocuk, yürürlükteki ceza yasalarına göre suç sayılan bir davranışı ortaya koyan, 12-18 yaş aralığındaki çocukları kapsamaktadır. Bu yaş aralığındaki çocukların suça sürüklenmesi halinde çocuğun yapılan eylemin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.

      Suça sürüklenen çocukların; düşük eğitim seviyesi, ekonomik düzensizliğin etkilerinin yoğun hissedildiği aile ortamında büyüme, anne babanın ilgisizliği, sık çevre değişimi, fiziksel veya duygusal istismara maruz kalma, toplumdan uzaklaşma veya uzaklaştırılma, yaşadıkları yer, madde kullanımı, çocuğun sokakta yaşıyor olması veya ailesi tarafından sokakta çalıştırılıyor olması, arkadaş ortamına kabul görme güdüsü ile hareket etme gibi birçok ortak özelliği olduğu görülmektedir.

      Uzun yıllardır çocuk ve çocuk suçluluğunu inceleyen ve bu bağlamda kuramlar ortaya atan birçok bilim insanı bulunmaktadır. Bu bilim insanlarından biri olan Amerikalı suç bilimci Travis Hirschi görüşlerini Sosyal Kontrol Kuramı ile ifade etmektedir. Hirschi suçluluk kavramını; aileler ve okullar gibi geleneksel toplumsal kurumlara olan zayıf bağlardan kaynaklandığını, bireyin suç işleme düzeylerinin “sosyal bağlara adanmışlık” olarak adlandırdığı ve içerisinde 4 temel öğe olan bireylerin topluma olan “bağlılık, adanmışlık, katılım ve inançları” ile doğru orantılı olarak gelişim gösterdiğini ifade etmektedir. Bireyin 4 temel öğeden bir ya da birkaç tanesine olan bağlılığının ve çevresine verdiği değerin azalması bireyin suç işleme düzeylerinin arttıracağını söylemektedir. Çocuk davranışları incelendiğinde olumsuz davranışların temellenmesinde sosyal bağların önemi görülmektedir. Ebeveynleri ve sosyal çevre ile bağlantısı zayıf olan çocukların suç davranışı sergileme oranlarının yüksek olduğu yapılan birçok araştırmada görülmüştür. Şehirleşmenin de etkisi ile suça sürüklenen çocukların işledikleri suçların en çok “Mala Karşı İşlenen Suçlar” kapsamına giren suçlar oldukları görülmektedir. ATO’nun 3 ayrı resmi kurumdan topladığı verilere dayanarak hazırladığı rapora göre; mala karşı işlenen suçlarda her 100 şüpheliden 25’inin çocuk olduğu göze çarpmaktadır.
     
      Mala karşı işlenen suç ile daha önce yargılama geçirmiş bir çocuğun suç işlemesine sebep olan koşulların iyileştirilmesi veya değiştirilmesi gerçekleştirilmez ise çocuğun yeniden suç işleme olasılığı oldukça yüksektir. Burada Hirsch’in kuramının temelini oluşturan 2 temel öğe olan “Bağlılık, Adanmışlık” suçun yeniden işlenmesi önlemede önemli bir rol oynamaktadır. Değişimin çocuğun kendisinden başlaması gerektiği kabul edilir ise öncelikle suça sürüklenmiş bir çocuğun rehabilitasyon sürecinden geçmesi ardından varsa aile bireylerinin de rehabilite edilmesi gerekmektedir. Toplumun çekirdeğini oluşturan ailenin temellerinin aile bireylerine anlatılması, ebeveynlerin veya bakım veren kişilerin çocuğun temel gereksinimlerinin karşılanmasında bir basamak olduğunu, eğitiminin ailede başladığını, fiziksel ve psikolojik birçok konuda aileden direkt olarak etkilendiği gibi nüansların anlatılması gerekmektedir. Şayet ailenin rehabilitasyon sürecinde olumlu yönde gelişme kaydetmemesi halinde çocuğa bir vasi atanması sağlanmalıdır. Çocuğun yeni bir sosyal ortama karışması ve bu ortamda gösterdiği davranışlar konunun uzmanları tarafından takip edilmelidir. Hem sosyo-ekonomik durumlarının iyileştirilmesi hem de çocuğun topluma “adanmışlık” düzeyinin artırılabilmesi için “Topluma Hizmet Uygulamaları” adı altında bireyin kişiliğine ve karakterine uygun görevler verilmesi, meslek odalarının iş birliği ile meslek edindirme kurslarına katılım veya ücretli istihdam gibi çıraklık eğitimlerinin verilmesi, çevresel zenginleştirmelerinin yapılması, kendilerini önemli ve değerli hissedecekleri görevler vermek gibi birtakım stratejiler geliştirilebilir.

 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.