Pozitivizm'in Ortaya Çıkması ve Toplum Üzerindeki Etkileri
Eğitim - 14 Haziran, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
14 Haziran, 2021
Toplumun nasıl bir değişime gittiğine, bu değişim süresinde nasıl aşamalardan geçtiğine gelin bir de Pozitivizm penceresinden bakalım...
19. yüzyılda başlayan Fransa Devrimi bütün ülkelere yavaş yavaş sıçramaya başlıyor. Aydınlanma, Fransa Devrimi ve Sanayi Devrimi ile toplumda sıkıntılar meydana geliyor, dalgalanmalar var. Eğitim kilisenin elinde olduğu için skolastik bir eğitim sistemi bulunuyor. Modern bilim kurucuları üniversiteden dışarıdadır. Bilim-Din çatışması yaşanıyor. Toplum büyük bir makine algılanıyor, toplum felsefecilere gerçekliği içinde ve bu gerçekliğin içinde yasa olması gerekiyor diyor ”TOPLUM YASA” pozitivizm yasa ile başlıyor. Mühendislik kavramından sonra fabrika çıkıyor yeni üretim ilişkisi toplumsal değişmenin en önemli unsuru, toplumsal hareketlilik geleneksel yapı çatlıyor ve işte bu esnada bilime ihtiyaç duyuluyor.Pozitivizm kavramını ilk kullanan Saint Simon, kavramı sistemleştiren ise Auguste Comte’dir. Sosyolojinin isim babası hem de din sosyolojisinin önde gelen temsilcilerinden olan Comte, toplumsal sorunların çözümü için bilimin ve insan aklının birbirini takip etmesi gerektiğini, ileri sürer. Auguste Comte, toplumun bilgisinin yalnızca bilimsel araştırma aracılığıyla ve toplumsal istikrar ile toplumsal değişimi yöneten yasalar elde edilerek olacağını ileri sürmüştür. Bu dönemde yaşanan siyasi, ekonomik, entelektüel Avrupa’nın çizgisini belirlemiştir ve Toplumcu Pozitivizm boşlukları doldurup oluşan sorunları çözmeye çalışır. Comte’u, dönemin düşünürlerinden ayıran en önemli özelliği, toplum teşkilatlanmasını ‘bilim ve felsefeye’ sormasıdır. Modernlik Tarihi,1300 yıllarında mayalanmaya başlıyor. Fransız Devrimi Sosyolojinin çoçuğu, 3 devrim sayesinde sosyoloji kendini kazanıyor; Bilim Devrimi, Endüstri Devrimi, Fransız Devrimi üçünü birbiri içinde okumalıyız. Modernliğin en önemli şeyi toplum kavramıdır. Toplum kavramı Rönesans’la başlayan, aydınlanma döneminde ivme kazanmıştır. Toplum içine din, kültür, etkinlik her şeyi içine alıyor. Aydınlanma görüşleri dine etki ediyor, kilisenin toplum üzerindeki etkisi azalıyor. Bu bağlamda Pozitivizm, modern bilimi temel alan, bilimsel olanı değerli gören, metafizik ve dini, insanların ilerlemesi önünde en büyük engel olarak gören bir dünya görüşüdür, (Cevizci, 2010) Kilise ve skolastik düşünceden kurtulan toplum, aklı rehber alarak başarıya ulaşmıştır. Avrupa Rönesans’ı denilen şey Batı’ya üç icadın girişinin bir ürünüdür. Bunlar;Barut,matbaa ve pusuladır. Matbaa sayesinde bilgi hızlıca yayılmaya başlıyor ve seküler bir bilgi ve eğitim sistemi getirerek, ruhban sınıfının etkisini yok etmiştir. Matbaa sayesinde kilisenin yanlış bilgilerine artık toplum inanmıyor ve kendini geliştirmeye başlıyor, körü körüne bağlanma şeyleri yerine akıl süzgeci birey kendini sevip kendine saygı duymaya başlıyor. Değişen dünya düzeni ve toplum kavramı sisteme yeni bakış açıları getiriyor ve bu bakış açıları politik ve sosyal çevrede entelektüel problemlere neden olmuştur ve bu sorunları bilim teknik ve aşamalarıyla çözmeye gayret ediliyor. Pozitivizm’e göre toplum, parçaları birbirine bağlanmış, bir bütündür. Bu parçaların herhangi birinde meydana gelen değişiklik tıpkı zincirin parçaları gibi toplumun tümünü etkilemektedir. Aydınlanma hareketine özgü olan ana yapı, insanın din ve geleneklerden gelen her şeyi eleştirel gözle incelemesi, yeni hayat düzeninin temelini insanın kendi aklı ile bulmaya çalışması ve bunu yaparken de, özgür ve bağımsız bir ortamda bilimsel yöntemleri kullanarak, elde edilen sonuçları geniş topluluklara yaymasıdır. İnsan artık esaretten kurtuluyor ve milli beraberlik duygusu aşılanıyor toplum kavramı sisteme milliyetçilik duygusu vermekte. Comte'a göre, pozitif felsefe ilkelerini yaygınlaştırsak ahlaki ve sosyal anarşinin sorunlarını çözebiliriz.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.