Evrenin Ötesi: Metaverse

Gerçek hayata kısa bir mola, biraz dijitalleşiyoruz. Konumuz Metaverse. Gelin hep beraber metaverse kavramının ortaya çıkışından günümüze gelene kadar geçirdiği süreçleri inceleyelim!

    Metaverse, yani kelime anlamı olarak Evrenin Ötesi. Metaverse kavramı, ilk olarak 1992 yılında yayımlanan Neal Stephenson'ın bilim kurgu türündeki Snow Crash kitabında geçmiştir. Stephenson, Metaverse kavramını kurgusal bir dünyayı nitelendirmek için kullanmıştır. O dönemlerde, bu kavramın çok abartılı olduğu düşünülmüş ve eleştirilmiştir. O günden bugüne yaklaşık 30 yıl geçti ve Metaverse, günümüzde tekrar gündeme geldi. Bu popülerlik, özellikle Mark Zuckerberg'in CEO'su olduğu Facebook'un adını Meta olarak değiştirmesiyle arttı. Üstelik Facebook, Metaverse kavramına öylesine inanıyor ki; 2014 yılında 2 milyar dolar karşılığında OCULUS VR adlı sanal gözlük konusunda geliştirmeler yapan firmayı satın almıştı ve günümüzde Facebook, yeni adıyla Meta, çalışanlarının %20'si bu alan üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Aynı zamanda, Facebook adını Meta olarak değiştirdikten sonra Metaverse projesi olan birçok kripto para birimi de oldukça değer kazandı.  

    Metaverse Nedir ? 

  Metaverse, yani sanal evren, insanların fiziksel olarak hiçbir çaba ve güç harcamadan sadece teknolojik cihazlar vasıtasıyla kendi oluşturdukları avatarları ile gidebildikleri her yeri, yapabildikleri her aktiviteyi içine alan algısal bir evrendir. Bildiğimiz DC, Marvel gibi evrenleri iki ayrı küme olarak düşünürsek; Metaverse, bizim evrenimiz de dahil hepsini kapsayacak bir birleşim kümesidir diyebiliriz. Metaverse, kimileri için yeni duyulan bir terim olsa da aslında öyle değildir. Kimi oyunlar zaten bu evreni kendilerince kurmuşlardır. Örneğin, Fortnite adı verilen oyunda geçen sene ünlü rapçi Travis Scott konser verdi ve bu konsere aynı anda 12 milyon kişi avatarlarıyla katılarak izledi. 

  Metaverse, aslında arkadaşlarınızla vakit geçirebileceğiniz, seyahat yapabileceğiniz, çalışabileceğiniz bir ortamdır. Peki, biz zaten bunları yapamıyor muyuz? Evet, yapabiliyoruz, hem de canlı ve gerçek olarak. Böylesine sanallaşmaya gittiğimiz bir dönemde, bir de metaverse gibi bizi gerçek hayattan koparabilecek teknolojiler ürkütücü gelebilir fakat çağın gerisinde kalmamak için çağı takip etmek ve ayak uydurmak gerekli. Nasıl internet ilk kullanıldığı zamanlarda insanlara çok ütopik geldiyse, şimdi de aynı şey metaverse için geçerli. Metaverse'e, internetten sonraki gelecek olarak bakıldığını göz önüne alırsak, bu arkamızı dönmemiz gereken bir teknoloji değil tam tersine takipte kalmamız gereken bir gerçek olmuş oluyor. 

  NFT, bir değere sahip olan dijital bir varlıktır. NFT sayılabilecek varlıklar; herhangi bir sanat eseri, video, tweet, bir internet sayfası, görseller, sosyal medyada oluşturduğunuz hikâyeler ve daha pek çoğu olabilir. Mart 2021'de Everydays - The First 500 Days isimli bir NFT eseri, 69.300.000$'a satıldı. Bu bir jpeg dosyası. Bu eseri satın alan 2 arkadaş, gerçek mimarlar ile sanal bir sergi hazırladıklarını ve bu tür eserleri burada sergileyeceklerini söylediler. Aslına bakarsanız bu bile dijitalleşmenin ne kadar ileri bir boyutta olduğunu bizlere gösteriyor. Belki ileride biz de bu sergiyi bir metaverse adresinde kişisel avatarımızla ziyaret edebiliriz.