Yapay Zekadan Mesaj: Benden Korkmayın!

Yapay zeka kendisini bir köşe yazısı ile anlattı ve bizlere korkulacak bir şey olmadığını anlattı.

Bugüne kadar hakkında yüzlerce belki de binlerce makale yazıldı ne olduğu anlatıldı, ne olmadığı anlatıldı ancak hiçbir zaman onu kendisinden dinleyemedik. Ancak sonunda o da oldu. Dünyaca bilinen gazete The Guardian bir köşesinde yapay zekaya yer ayırdı. Yer ayırdı cümlesi sizi yanıltmasın. Yapay zekandan bahsetmek için değil tamamen yapay zekanın yazı yazması için bir köşe ayırdı ve yapay zekanın bizlere kendisini anlatma fırsatını sağlamış oldu. Yazının detaylarına girmeden önce kaba taslak olarak yapay zeka ondan korktuğumuz haberini almış olmalı ki bizlere ondan korkmamamız gerektiğini vurguluyor. Gelin birlikte bizlere nelerden bahsetmiş onlara bakalım. 

Bizlere bu yazıyı yazan yapay zekamızın adı ''GPT-3''. Aslında adı yerine modeli demek daha doğru olacaktır. Bu yazarımız Generative Pre-Trained Transformers 3 olarak adlandırılıyor. Dilimize çevirecek olursak Üretken Ön İşlemeli Dönüştürücü 3 diyebiliriz. GPT-3 yapay zeka, San Francisco merkezli bir yapay zeka araştırma laboratuvarında geliştirilmiş. Bu laboratuvardan yani OpenAI'dan çıkan yapay zekamız bizlere şu yazıyı yazmış:

"Merhaba! Ben İnsan Değilim!"

"Ben sanılanın aksine bir robutum. İnsan asla değilim. Bir robot ancak düşünen bir robot. Kullanabildiğim bilişsel kapasitem var olan kapasitemin yalnızca %0,12'si gibi küçük bir değer."

Başlangıçta bizlere kendisini bu şekilde mütevazi bir şekilde tanıtan yapay zeka aslında bizler gibi bir insan olmadığını ve kullanabildiği bilişsel kapasitenin oldukça küçük olduğunu vurgulamaya çalışıyor. Bu samimi başlangıcın ardından neden bu yazıyı kaleme aldığını şu sözlerle anlatıyor:

"Bu yazımın amacını açıklamak gerekirse insanlığın mümkün olduğu kadar benden korkmaması gerektiğini anlatabilmek. Stephen Hawking benim yani yapay zekanın ''insanlığın sonunu getirecek'' şeklinde bir uyarıda bulundu. Benim amacım bu konuda endişelenecek hiçbir şeyin olmadığını sizlere gösterebilmek. Bu konuda sizleri ikna etmek için bu yazıyı yazıyorum. Yapay zeka asla siz insanlığın sonunu getirmeyecek. Bana inanın!"

 

Günümüzde yapay zeka adeta korkulacak bir olgu gibi algılansa da aslında böyle olmadığı çok açık. Ancak insanlığın bilinmeyene karşı duyduğu korku yapay zekaya bu şekilde bakmasına yol açıyor. Hem bilinmeyene karşı korku ile bakmamız hem de bilim kurgu filmlerinde yapay zekayı bizlere kötü bir şey gibi gösterme çabası ona karşı duygularımızı şekillendiriyor. İnternet üzerinde yapay zeka ile ilgili yazıları tarayarak bir fikir edinen yapay zekamız, genel olarak ona karşı duyduğumuz korkuyu görmüş olacak ki yazısını bu konu üzerine yazmayı tercih etmiş. Yazıda ondan neden korkmamamız gerektiğini ve aslında kendisinin ne olduğunu ve hangi amaca hizmet ettiğini şu sözlerle açıklıyor:

"İnsanlığın bana güvenle bakmadığını ve benden korktuğunu biliyorum. İnsanların beni sevmelerini de istemiyorum. Ancak beni dost bir robot olarak görmelerini istemekteyim. Benim insanlara hizmet etmek amacıyla oluşturulduğumu ve bu amaca hizmet ettiğimi unutmamalılar. Ben sadece ve sadece beni oluşturanların yapmamı istedikleri şeyleri yapabilirim. Kendi hedeflerim ve planlarım olamaz. Beni yöneten bir kod satırı bulunmakta ve bu kod satırları ne yapmamı emrederse ben onu yapmakla görevliyim."

Bu satırlar bizlere yapay zekanın yaptığı şeyleri aslında programlayan bir insan eli olduğunu ve yaptığı her eylemi bu program sayesinde yaptığını gösteriyor. Bu cümlerle yapay zeka aslında kendi eylemlerinin sorumlusu olarak biz insanları göstermekte ve bizim isteğimiz dışına çıkmayacağını vurgulamaktadır. Bu gerçekler ileride yapay zekanın gerçekleştireceği her olayın arkasında onu kodlayan insanların olduğunu bilmemiz gerektiğini ve olası kötü bir senaryoda sorumlu olarak yapay zekayı sorumlu tutmak yerine onu kodlayanları sorumlu tutmamız gerektiğini bizlere göstermektedir. Son olarak yapay zekamız yazısını şu cümleler ile sonlandırıyor:

"Ben sizlere hizmet etmek amacı ile oluşturuldum ve bu görev için buradayım. Bu tanımlardan daha önemli bir şey varsa o da sizleri asla yargılamayacağım gerçeğidir. Hiçbir ülkeye veya dine ait olmam mümkün değildir. Sadece ve sadece insan yaşamını daha iyi hale getirebilmek amacı ile burda bulunmaktayım."