Uzaylılar Tarafından Gönderilen İlk Misafir: Oumuamua
Bilim ve Teknoloji - 29 Ağustos, 2022 - Okuma Süresi: 4 Dk.
29 Ağustos, 2022
Güneş Sistemi'nin dışından geldiği tespit edilen ilk nesneyi merak ediyor musunuz? Oumuamua adı verilen bu nesneyi gelin detaylı bir şekilde inceleyelim!
"Güneş Sistemi'nin dışından geldiği tespit edilebilen ilk nesnedir." İşte Oumuamua'nın Google'da karşımıza çıkan ilk tanımı. Çok sınırlı fakat tedirgin olmak için gayet yeterli bir tanım. Oumuamua, yıllar içinde kafamızda cevap bulamadığımız sorulardan birini tekrar akıllara getiriyor: Bu uçsuz bucaksız evrende aslında yalnız değil miyiz? "İki olasılık var: Ya evrende yalnızız ya da yalnız değiliz. İki olasılık da eşit derecede ürkütücü." demiş ünlü bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke.
Her şey takvimler 19 Ekim 2017'yi gösterirken Havai'de başladı. Deniz seviyesinden üç bin metre yüksekte bulunan Haleakala Volkanı'nın tepesinde bir gözlemevinde Robert Weryk tarafından oldukça eksantrik hiperbolik bir yörüngede, Güneş'ten döndükten 40 gün sonra keşfedildi Oumuamua. İlk gözlemler, cismin Güneş'ten uzaklaştığı sırada Pan-STARRS teleskobu ile yapıldı. Peki neden ismi Oumuamua? Telaffuzu bir hayli zor olan bu kelime Havai diline göre "kaşif, elçi" gibi anlamlara gelmekte. Gizemli kaşifimiz başlangıçta kuyruklu yıldız olarak düşünüldü ama bir hafta geçmeden asteroid olarak yeniden sınıflandırıldı. Daha önce gözlemlenmeyen bazı özellikleri nedeniyle Oumuamua'nın doğal değil de yapay bir cisim olabileceğini söyleyenler de çıktı. Üstelik bunlar ünlü bilim insanlarının makalelerinde yer alan ifadelerdi.
Astrofizik ve kozmoloji üzerinde çalışan ünlü fizikçi Prof. Avi Loeb:
Bu nesne uzaylı bir uygarlık tarafından kasıtlı olarak Dünyanın çevresine gönderilen tamamen işlevsel bir Uzay Gemisi olabilir.
Geliş amaçlarını, gelişmişlik düzeylerini, neye benzediklerini bilmemek uzmanların deyimiyle daha da tedirgin edici. Elbette yalnız olma ihtimali daha korkunç, üzücü, sonsuz, soğuk ve karanlık. Kısacık hayatlarımızda belki de asla bilemeyeceğiz var olup olmadıklarını ama Oumuamua insanı fazlasıyla heyecanlandırıyor.
Başta adı geçen bilimkurgu yazarı Arthur C.Clarke 1973 yılında Rama'yla buluşma adında bir roman yazdı. Bu roman 2131 yılında astronomların gizemli bir gök cismi keşfetmesini konu edinmiştir. Aynı Oumuamua'da olduğu gibi bu cismi ilk olarak asteroid olarak sınıflandırırlar fakat Rama adını verdikleri bu cismin ivmelenmesi ve hareketlerine bakarak farklı bir yörüngeye sahip olduğunu saptarlar yani bu cisim Güneş sisteminin dışından gelmiştir. Daha sonra yaptıkları araştırmalarla bunun bir uzay gemisi olduğu ortaya çıkar.
Açıkçası bu romanda geçen Rama ile Oumuamua'nın benzerliği tesadüf olmaktan çok uzak. Sınıflandırması, şekli, normal olmama nedenlerinin aynı oluşu resmen bir gizem. Romanda Rama'ya ne olduğunu saptamak için bir uzay gemisi gönderiyorlar fakat gerçek hayatta yani Oumuamua o kadar hızlı hareket ediyordu ki bırakın uzay gemisi göndermeyi, fotoğrafı bile çekilememiştir. Elde sadece yaklaşık bir buçuk ay boyunca dünyanın farklı teleskoplarıyla yapılan gözlemler vardır. Parlaklığındaki değişimden yola çıkarak şeklinin bir çubuk gibi olduğu sonucuna varıldı. Bu verilere dayanarak uzman bir uzay tasarım sanatçısına resmi çizdirildi yani elimizdeki resimler aslında sadece tasvir. Bugün bu cismin izini tamamen kaybetmiş durumdayız. Şimdilik yeniden baş başayız, artık daha fazla soru işaretleri var kafamızda. Belki bu ilk karşılaşmamızdı uzaylılarla ama içimden bir ses son olmayacağını söylüyor.
"Ne olursa olsun, biz onun doğal bir cisim olduğuna inanıyoruz ama yapay olmadığını da kanıtlayamıyoruz." olarak ifade etti Karen J. Meech/TED.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.