Twitter: Jack Dorsey - TeknoCase

Aklımızdakileri paylaşma hayaliyle çıkılan bir yol. Yazılım üzerine odaklanmış bir hayat. Ancak her şey bir anda gerçekleşmiyor: Masörlükten Twitter kuruculuğuna Jack Dorsey.

Gelişen teknoloji çağıyla birlikte ellerimizden düşmeyen hatta hayatlarımızın büyük bir parçası olan telefonlar, her geçen gün kendilerine yenilikler katmayı alışkanlık haline getirmiş durumdalarken onları bu denli önemli kılan şeylerden biriyse içlerine yükleyebildiğimiz birçok uygulama. İşte bu uygulamalardan biri de şimdinin gazetesi Twitter. 

Peki neydi bu sosyal gazete? Bu uygulama dört kişi tarafından bize sunulmuştu. Bunların içinden biri, ilk yazılımını 15 yaşında yapmış ve hala daha kullanılan, taksi şirketleri için sevkiyat yazılımını geliştirmiş olan Jack Dorsey'di. Kendisi liseden mezun olduktan sonra üniversiteye başlamış ancak yarısında bırakıp Silikon Vadisi'ne taşınmıştı. 

Taşındığı bu yerde programcı olarak işe başladı ancak iş hayatının bu dönemlerinde her şey planladığı gibi tıkır işlemiyor; yeri geliyor aklındaki projeler için gerekli yatırımlar, finansal destekler, sponsorlar bulamıyordu. Aklında şekillenen Twitter düşüncesi hayata geçene kadar  Oakland'da ilk şirketini kurdu ve bunu yaptığı sene BlackBerry ve e- posta mesajlaşmalarındaki arkadaş listelerinde güncelleme sağlayan bir yazılım geliştirdi ancak iş hayatında yoluna giren düzenin yanında bu yeni yazılım prototipi kimse tarafından hızlı serüveninde gerekli olan desteği göremedi ve Jack hayallerine bir zincir daha vurmak zorunda kaldı.

Bununla birlikte teknolojiden çok uzak olan bir işe girişen Jack batan işletmesinin ardından masörlük lisansını eline almıştı. Ancak zincir vurulan hayaller gerçekliğini yitirdiği anlamına gelmezdi. Hayatını ve hayatımızı değiştirecek bir dönüm noktası bu sürede Jack için hazırdı. Odeo adlı bir podcasting şirketinde iş bulan Jack orada Twitter'ın kurucu ortakları ile tanıştı. Bir süre sonra Odeo da bayraklarını indirmiş ve yerine iflas bayraklarını çekmişti. Jack Dorsey bu durum karşısında hayallerini rafa kaldırmak yerine yeniden mesajlaşma yolunda yenilik yapma kararı üzerinde odaklanarak aklımızdakileri paylaşabileceğimiz 140 karakterli paylaşım yapma olanağı sunacak olan bir uygulama yazılımı olan Twitter için bir adım atma kararına varmıştı.

Odeo'da tanışmış olduğu diğer ortaklar ile 2006 yılında yaklaşık yedi bin dolara Twitter adını satın aldılar. 27 Mart 2006 da 140 karakter sınırı ile Dorsey'den ilk tweet geldi: 'Just setting up my twttr' (twttr'ımı kuruyorum.)

Dorsey bunu başardığında tam 30 yaşındaydı. Ancak bu başarısının ardından bir kaç yıl sonra CEO'luk kariyerini bir kenara bıraktı ve 2009 yılında Square adlı bir sistem geliştirdi, bu sistem küçük işletmeler için banka hesabı açmadan kredi kartı ile ödeme yapmak isteyen müşterilerine olanak sağlıyordu. 2008 yılında MIT Technology Review tarafından 35 yaşın altında en yenilikçi 35 kişiden biri olarak seçildi. 

Jack'in bu maceraya atıldığı zamanda yalnızca 140 karakter ile düşüncelerimizi başkalarına bir ağ üzerinden sunma olanağımız varken ilerleyen yıllarda bu oran iki katına çıkartılarak yerini 280 karaktere vermişti. Bu özellik ile atılan tweetler de kullanılan kelimelerde artış ve kısaltma ile yazılan kelimelerin normal kullanımını gözlemlemek gerekirken tam tersi karşımıza çıkmıştı. Bu olay da bende tam da kurucularından olan Jack Dorsey'i hatırlattı. Ne kadar Twitter'ın kurucusu da olsa 2018 yılında yaptığı bir röportajda kendisi Twitter için günde yalnızca iki saat ayırdığını belirtimişti. Bunun yanında ise haftada bir gün işini evden ilerlettiğini de belirtmişti. Kurmuş olduğu bu uygulamada favori kullanıcı olarak da kendisi gibi teknoloji  alanında adını epey duyurmuş olan Elon Musk olarak belirtti. Musk'ın paylaşmış olduğu tweet'lerin varoluşsal sorunları çözme ve düşüncelerini açıkça paylaşma odaklı olduğunu söylemişti.