Svalbard Tohum Deposu: Kurtuluş Tohumları mı? Ölüm Tohumları mı?
Bilim ve Teknoloji - 04 Nisan, 2022 - Okuma Süresi: 5 Dk.
04 Nisan, 2022
Var olan bitki ve tohumlarımızın korunmasında ve gelecek nesillere aktarımında büyük role sahip tohum gen bankalarının en büyüğü Svalbard Küresel Tohum Deposudur. Üzerine komplo teorileri kurulan bankayı gelin yakından inceleyelim.
Bitki ve tohum türlerinin; tatlı su kirliliği, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi nedenlerle çeşitliliğinin azalması ve yok olması tehtidine karşı dünyanın çeşitli yerlerinde tohum gen bankaları bulunmaktadır. Medeniyetin bir ucunda, Norveç'in kuzeyinde bir adada, dağın altına gömülü bir bina bu bankaların en büyüğü olan Svalbard Küresel Tohum Deposu. Dünya üzerindeki tüm tohum çeşitlerini depolamayı hedefleyen ambarın amacı: İnsanlığın başına gelebilecek meteor düşmesi, nükleer savaş veya iklim değişikliği gibi felaketlerin gerçekleşmesi halinde tohum çeşitlerinin korunmasını sağlamak. Bu projeye dünyanın dört bir yanından tohum teslimatı yapılıyor. Hatta Kuzey Kore bile teslimat yapan ülkeler arasında yer alıyor.
DEV AMA SAKLI BİR YAPI
Binanın sadece uç kısmı dışarıdan görülebiliyor. Kıyamet Ambarı olarak da adlandırılan ve ilk taslakları 1983 yılında ortaya çıkan bu devasa depo, 2008 yılında kuruldu. Küresel Tohum Deposu, adadaki donmuş bir dağın 130 metre altı oyulup inşa edilen 3 adet 27 metre uzunluğundaki ambarlardan oluşuyor. Binanın yapı malzemesinin ise nükleer savaş, uçak çarpması, deprem gibi durumlara karşı dayanıklı olduğu belirtiliyor. Svalbard bölgesindeki Spitsbergen adası ise oldukça soğuk iklimi ve uzak konumu nedeniyle tercih edilmiş.
TOHUMLAR NASIL DEPOLANIYOR?
Tohumlar özellikle küresel ısınma nedeniyle sel potansiyeline karşı bina girişinden 5-6 kat yukarıda muhafaza ediliyor. Toplamda 2.25 milyar tohum örneği depolama kapasitesine sahip olan tesiste şu anda 5 milyondan fazla tohum özel ambalajlarda korunuyor. Sıcaklık, tohumlar için hassas bir konu tabii ki ve bu tesisin sıcaklığı da -18 derecede sabit tutuluyor. Dışarısı genellikle -4, -5 derece civarında olduğundan geri kalan sıcaklık farkı soğutma sistemi ile sağlanıyor. Tesisin kapıları ise yılda sadece 3-4 kez açılıyor. Bina, güç kaynağı kesilmesi durumunda bile tohumların 200 yıl daha dayanileceği şekilde tasarlanmış. Bilimsel tahminlere göre depodaki tohumların türlerine göre 55 yıl (ayçiçeği tohumu) ila 10 bin yıl (bezelye tohumu) dayanacağı öngörülmekte. Tohum kutuları binaya girmeden X ışınları ile taranıyor ve böylece kutularda tohum dışında bir şey olmadığından emin olunuyor. En fazla erzak sayısı ise pirinç, buğday ve arpaya ait. 150 binden fazla pirinç ve buğday örneği, 80 binden fazla ise arpa örneği depolanıyor. Fasülye, mısır, börülce, soya fasulyesi, nohut, patates, bezelye de sayıca fazla olan diğer türler.
KİTAPLAR DA KORUNUYOR
Bu banka ile gelecek düşünülürken sadece tohumlarla da sınırlı kalınmamış, kitaplar da korunmaya başlanmış. Dünyanın en önemli eseleri de dijital halde bu depoda saklanıyor. Bunun gerekçesi de yine nükleer savaş durumunda bu eserlerin yok olmasını engellemek olarak veriliyor. Depodaki kütüphanede Norveç, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerden eserler getirilip "Arktik Arşiv"de dijital olarak muhafaza ediliyor. Sistemin kurucu uzmanları, bu sistem ile kitapları en az bin yıl koruyabileceklerini söylüyorlar.
KOMPLO TEORİSİ: ÖLÜM TOHUMLARI
Svalbard Küresel Tohum Deposu’na ABD, İngiltere, Norveç, Almanya, İsviçre ve Kanada senede ortalama 150 bin dolar kadar para gönderiyor. Bu ülkelerin dışında ise, sayılı, çok zengin olan ve dünyanın yönetiminde söz hakkı bulunan isimler de kıyamet ambarına para veriyorlar. Svalbard Küresel Tohum Deposu’nun kurucu ortakları arasında Bill Gates, Rockefeller Vakfı, GDO'lu tohum üreticileri Monsanto, Syngenta ve Norveç hükümetinin olması bazı teorilerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Amerikalı gazeteci F. William Engdahl 2007 yılında yayınlanan “Ölüm Tohumları” (Seeds of Destruction) kitabında Spitsbergen Adası’nın buzul dağının altında “dünyayı ekonomik ve genetik olarak ele geçirme planları”nın yapıldığını iddia etti. Herhangi bir sivilin girmesinin yasak olduğu bölgede olası bir felaket durumunda sadece bağışçı zenginlerin hüküm süreceği ve tohumları da insanlıkla paylaşma niyetleri olmadığı şeklindeki teoriler bankanın aslında bu kişilerin insanlık ve dünyayı ele geçirme planına dahil olduğunu düşündürüp projeye karşı itirazların artmasına neden olsa da kıyamet ambarı dünyanın dört bir yanından tohumlarını toplamaya devam ediyor.
Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Bir başka içerikte görüşmek üzere...
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.