Şizotipal Kişilik Bozukluğu ve Şizofreniyle İlişkisi
Bilim ve Teknoloji - 12 Eylül, 2022 - Okuma Süresi: 4 Dk.
12 Eylül, 2022
Toplumda sıklığı %4’lere kadar görülebilen ve bir kişilik bozukluğu olan "Şizotipal Kişilik Bozukluğu" nedir, şizofreni ile arasında ne gibi farkları vardır bu yazımda sizlere bahsettim. İyi okumalar.
Şizotipal kişilik bozukluğu genel anlamda kişilerin ilişki kurmada ve devam ettirmede zorluk çekmesidir. Bu rahatsızlığı bulunan kişilerin garip veya olağandışı inanışlarının olması ve hatta şizofreninin bazı özelliklerini de taşıdıkları bilinmektedir. Bu kişilerin etrafındakilerle ilgili alışılmadık fikirleri veya teorileri vardır. Onları garip görür ve iletişimde zorlanırlar. Fakat bu insanları şizofreni ve sanrı hastalıklarından ayıran önemli bir şey vardır. Kendi inançlarına zıt olan ve olağandışı inançlarını sorgulayan gerçekleri dikkate almaya isteklidirler. Bu olağandışı inançlara batıl inançları örnek olarak gösterebiliriz. Şunu da eklemeliyiz ki bu tarz düşüncelerle ilgili farklı görüşler mevcuttur ve bu konuda araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalara baktığımızda sosyal açıdan genelde yalnız olmayı tercih ettikleri ve sosyal ortamlarda rahatsız ve gergin oldukları görülmektedir. Bu duygular zamanla geçmemektedir. Yaşlanmaları veya alışmaları da bu durumu etkilemez.
Şizotipal kişilik bozukluğu kesinlikle şizofreniden farklıdır. Diyelim ki bir bireyin tavşan ayağının şans getirdiğine dair bir batıl inancı var, ne zaman bir sınava girse tavşan ayağını yanına almak istiyor aksi halde başarılı olamayacağını düşünüyor. Bu kişide aynı zamanda şizotipal kişilik bozukluğu varsa sınava girip tavşan ayağını yanında götürmediği halde başarılı olduğunda ona ihtiyacı olup olmadığını tekrar düşünebilir. Yani beklenmedik bir durumla karşılaştığında kalıplaşmış inançlarını sorgulayabilir. Fakat bu kişide şizofreni varsa ne olursa olsun düşünceleri belirlenmiştir ve inanışlarını değiştirmeyi düşünmez. Gerçekten başarılı olsa veya her zamankinden daha iyi bir sınav yapsa dahi bu değişmeyecektir. Bu düşünceler ve tuhaf inanışlar şizotipal kişilik bozukluğunda tam anlamıyla sanrı olarak değerlendirilmezler. Bu hastalar halüsinasyon da görmemektedir. Eğer ortada bir halüsinasyon mevcutsa şizofreni tanısının koyulması da muhtemeldir. Genel olarak bakıldığında şizotipal kişilik bozukluğu şizofreniye doğru ilerlemez. Bunun yanında şizofrenide olduğu gibi şizotipal kişilik bozukluğunun kimde olup kimde olmadığını ölçmek için belirli bir test de bulunmamaktadır. Düzgün bir teşhis koyulabilmesi için ruh sağlığı hizmeti uzmanının incelemeleri gerekmektedir. Ruh sağlığı uzmanları teşhis koyarken sosyal ortamlarda aşırı rahatsız olma durumuna bakarlar. Ayrıca kültürel normlara uymayan garip hayalleri veya davranışları araştırırlar. Bununla birlikte birinci derece akrabanın dışında arkadaşlık ilişkilerinde yakın arkadaş sayısına da dikkat edilir.
Birçok kişilik bozukluğu gibi şizotipal kişilik bozukluğunun sebebi de hala gizemini korumakla birlikte şizotipal kişilik bozukluğunun birinci derece akrabalar arasında oldukça yaygın görünmesi bilim insanları için bir ipucu niteliğindedir. Tedavi konusunda şizotipal kişilik bozukluğu hastaları için özellikle yapılan veya yazılabilen belirli ilaçlar yoktur fakat psikotik bir dönem geçirilmişse veya depresyon gibi altta yatan başka bir duygu durumu bozukluğu varsa o zaman ilaç tedavisi uygulanabilir. Şizotipal kişilik bozukluğu (ŞKB) için genelde ilaç yerine terapistle uzun dönemli psikoterapi tercih edilir. Terapiler sıklıkla sosyal beceri, sosyal davranışları ve düşünme şeklini geliştirmeyi hedefler. Psikoterapi hastaların yaşam kalitelerini yükseltmelerinde kesinlikle etkili bir araçtır ve ŞKB’nin belirtilerini de ciddi bir şekilde azaltabilmektedir.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.