Modern Matematiğin Doğduğu Yer: Beyt'ül Hikmet
Bilim ve Teknoloji - 14 Mart, 2022 - Okuma Süresi: 6 Dk.
14 Mart, 2022
Beyt'ül Hikmet diğer bir adıyla Bilgelik Evi, 8. yüzyılın sonlarında Halife Harun El Reşid için Bağdat'ta kurulan bu yer aynı zamanda modern matematiğin de doğduğu bir İslam kütüphanesi. Bu antik kütüphane bir çok alim için din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın çalışma ve görüşlerini rahatça sunabilme imkanı sunmuş. Peki sonra döneminin rakipsiz araştırma merkezine ne mi olmuş? Gelin hep birlikte öğrenelim.
8. yüzyılın sonlarında o dönemin halifesi olan Harun El Reşid için Bağdat'ta kurulan Beyt'ül Hikmet, kuruluşundan 30 yıl sonra halka açık hale dönüştü ve dünyanın dört bir yanından alimleri Bağdat'a çekmeyi başardı. Onları çeken şey kentin bilimsel merakı ve ifade özgürlüğüydü. Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve birçok dine mensup alimlerin burada çalışmasına izin veriliyordu. Günümüzde bile bir kütüphane ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir arşive sahip olan Bilgelik Evi; matematik, astronomi, tıp, kimya, coğrafya, felsefe, edebiyat ve sanat ile simya ve astroloji gibi alanlarda da kendini geliştirdikten sonra döneminin rakipsiz araştırma merkezi oldu. Hatta bu saygın akademi İslami Altınçağ'da büyük bir entelektüel güçtü.
Ancak sizlere kötü bir haberim var. Bu muhteşem arşivlere sahip, binlerce alimin çalıştığı, modern matematiğin ilk keşiflerinin yapıldığı, görüş ayrılıklarının dahi saygıyla karşılandığı sadece bilim üstüne yoğunlaşmış bu kütüphane 13. yüzyılda yıkılmış. Hatta yıkılan bu antik kütüphaneden geriye herhangi bir iz de yok. Bu yüzden nasıl bir mimariye sahip olduğundan veya tam olarak nerede olduğunundan tam olarak emin olamıyoruz. Bu muhteşem mekanı gözünüzün önüne getirmek biraz hayal gücü gerektiriyor. Ama birşey çok net; akademi, matematiği tamamen değiştiren bir kültürel rönesansı başlattı.
Bilgelik Evi 1258'de Moğolların Bağdat kuşatmasında yıkıldı. Efsaneye bakılırsa, nehre o kadar çok el yazması atıldı ki, nehrin suları mürekkepten siyaha döndü. Ancak geride kalan keşiflerle önce İslam İmparatorluğu sonra Avrupa daha sonra da tüm dünya bu güçlü soyut matematik dilini kabul etti.
Surrey Üniversitesi'nden fizik profesörü Jim El Halili, "Bizim için Bilgelik Evi'nin nerede, ne zaman kurulduğu önemli olmamalı. Çok daha ilginç olan bilimsel fikirlerin tarihi ve Bilgelik Evi sayesinde nasıl geliştikleri" diyor.
Bize de bu Bilgelik Evi'nin matematik mirasının izini sürmek düşüyor. Bunun için de hadi beraber zamanda küçük bir yolculuk yapalım.
Bir zamanlar Avrupa'da ismi matematik ile eş anlamlı olan birisi vardı: Leonardo da Pisa. Bu isim belki size çok da tanıdık gelmemiş olabilir ama aslında hepimizin bildiği biri. Diğer ismi Fibonacci. 1170 yılında doğan İtalyan matematikçi 20'li yaşlarında Ortadoğuya seyehat etmiş ve İran üzerinden Batı'ya ulaşan fikirlerin etkisi altına girmişti. Bu etkinin altındayken sayı sistemini tanımlayan ilk batılı eserlerden Liber Abbaci'yi yayımladı.
(Leonardo da Pisa Fibonacci)
Pisa bu kitabı çıkarmış olmasına rağmen Avrupalı tüccarlar ve bilim insanları, hala çarpma ve bölmeyi çok daha zor bir hale getiren Roma rakamlarını kullanıyordu. Ne kadar zor olabilir ki demeyin XCI'yi LVII ile çarpmayı bir deneyin. Ne kadar zor olduğunu siz de farkedeceksiniz.
Fibonacci ansiklopedik eserinin ilk bölümünde "Hesaplamayı, inceliklerini ve becerilerini bilmek isteyenler el rakamlarıyla hesap yapmayı bilmeli" diyordu. Burada söylemek istediği çocukların şu anda ilkokullarda öğrendikleri rakamlardı.
"Bu dokuz rakam ve sıfır denilen 0 işaretiyle, her sayı yazılabilir" diyordu. Bu hale gelen matematik birden, herkese açık ve çok daha kolay bir hale gelmişti.
Aslında Liber Abbaci çok büyük ölçüde 9. yüzyıl matematikçisi Harizmi'nin algoritmalarına dayanıyordu. Devrim niteliğindeki bu eseri, ilk kez iki bilinmeyenli denklemleri çözümü için bir yol bulmuştu.
Harizmiye de gelecek olursak kendisi 821 yılında Bilgelik Evi'nde astronom ve baş kütüphaneci olarak atanmış bir alimdi. Harizmi alanındaki keşifleriyle "Cebir'in babası" diye anılır. Cebir Arapça "bozuk parçaları tamir etmek" demek olan Arapça "el-cebr" kökünden gelmekte.
(El Harizmi - Cebir'in Babası)
Harizmi ve Leonardo da Pisa arasındaki ilişki için El Halili şöyle düşünüyor: "Harizmi'nin tezleri Müslüman dünyasında ondalık sayı sistemini başlattı. Leonardo da Pisa gibi diğerleriyse bunun Avrupa'ya iletilmesini sağladı."
Bu da demek oluyor ki Fibonacci'nin modern matematikteki dönüştürücü etkisini büyük ölçüde Harizmi'ye borçluyuz. Aralarında yaklaşık 400 yıl bulunan iki araştırmacı, Bilgelik Evi ile birbirlerine bağlanıyor.
Günümüzde bazı tarihçiler Bilgelik Evi hakkında çok fazla bilgi olmadığından bazı övgülerin abartı olduğunu düşünüyorlar. Ancak bu konu için de El Halili'nin fikrini sizlerle paylaşmak istiyorum: "Bazıları Bilgelik Evi'nin birçoğunun gözünde bu kadar büyüyen bir şey olmadığını söylüyor. Ama Harizmi gibi bilim insanlarıyla ilişkisi ve matematik, astronomi ve coğrafyadaki çalışmaları, benim için Bilgelik Evi'nin sadece çeviri kitapların toplandığı bir yer değil, gerçek bir akademi olduğuna dair yeterince güçlü kanıtlar."
Matematik tarihi Profesörü June Barrow-Green, "Bilgelik Evi burada yapılan çevirilerle de önemli bir yer. Yunan fikirlerini kendi ana dillerine tercüme eden Arap alimler sayesinde matematik anlayışımızın temellerini oluşturduk" diyor.
(850 yılında yayımlanan "Maharetli Cihazlar" )
Belki şu an düşününce bu keşiflerin faydalarını çok fazla fark edemiyoruz ama bir de şöyle düşünelim: Rakamları kullanamayan bir tüccar örneğin "iki koyun" yazmak istediğinde, bir kilin üzerine iki koyun resmi çizebilirdi. Ama "20 koyun" yazmak istediğinde hiç de kolay olmazdı. Bu sadece çok basit bir örneğiydi. Günümüzde kullandığımız bu rakamlar sayesinde tüm bilim ve teknoloji alanındaki hesaplamaları kolayca yapabiliyor, her geçen gün yeni şeyler keşfediyoruz. Hayatımızı kolaylaştıran her şey matematiğin içinde saklı. Bu yüzden bu önemli adımı atan Harizmiye ne kadar minnettar olsak az.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.