Medyanın Legal Zihin Tacizi: 25.kare - Subliminalizm
Bilim ve Teknoloji - 22 Kasım, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
22 Kasım, 2021
Hayatımıza karışmış olan televizyon ve sinemada uygulanan 25. kare tekniğinin tarihini, gelişimini ve zararlarını inceliyoruz.
Sinema
Herkes Thomas Edison'u ampülün icadı ile tanır ama aslında sadece bundan ibaret değildir. Edison, yeni bir iş peşinde koşarken kineteskop adında bir icat keşfetti ve bu icat sayesinde ilk video çeken insan olarak tanındı. Kineteskop, bir kutu içinde hareket eden fotoğraflardan oluştuğu için o videoyu sadece tek bir kişi izleyebiliyordu o yüzden bu icat sinema tarihinin başlangıcı olarak anılmadı.
Sinemayı asıl sanat haline getiren, birden fazla insanın katılabileceği bir etkinlik yapan ve başlangıcını belirleyen kişiler ise Lumiere Kardeşlerdir. Lumiere Kardeşler, kineteskopu daha da geliştirerek meydanlarda gösteri yapabilecek konuma getirdiler ve sinama tarihinin başlangıcı böyle başlamış oldu.
25.Frame
Zaman içerisinde gelişimini sürdüren bu cihaz günümüzde devasa ekranlarda boy göstermekte ve büyük bir izleyici kitlesine hakim olmaktadır. Televizyonda ya da sinemada izlediğimiz bir görüntünün temel mantığı şu: Art arda gelen benzer karelerin seri bir şekilde gözümüzün önünden akıp gitmesi.Bu görüntülerin sadece bir saniyesini kesintisiz bir şekilde görebilmemiz için sadece bir saniyede 24 adet benzer kare ardı sıra geçiyor ve severek izlediğimiz kedi videoları ortaya çıkıyor. Buraya kadar her şey güzel...
1957 yılında James Vickary, ''Picnic'' adlı filmde bir deney yapmaya karar veriyor. Filmde her 5 saniye bir, saniyenin 1/3000'ne denk gelecek şekilde düzenli olarak ''Patlamış mısır ye'' ve ''Coca-Cola iç'' yazan kareleri filme yerleştiriyor. İddialara göre film arasında ve film sonunda sinema salonunda patlamış mısır ve kola satışlarında ciddi miktarda bir artış görülüyor. Beynimiz sadece 24 kareyi görebilirken James abimiz 25. kareyi tespit edip görülebilen lakin doğrudan bilinçatına kodlanan 25. kareyi keşfedip sinema ve reklam sektöründe devasa bir keşfe imza atıyor. Bu keşif o kadar fazla gelişiyor ki sigara paketlerinde, fast food afişlerinde, turizmde, iş ilanlarında ve tabii ki çizgi filmlerde... Örnekleri sayılamayacak kadar fazla olan bu tekniğin uygulanması etik olmadığı ve zaman içerisinde bilinaçaltında tahribat gerekçesi ile ABD de dahil birçok ülkede yasaklanıyor. Yasaklanıyor yasaklanmasına da bu tekniğin varlığını tespit edecek uzman kişiler dışında hala bir teknoloji geliştirilmiş değil bunun yanında bu tekniği uygulayan firmalar dünyanın büyük önde gelen firmaları olduğu için kimsenin karşısında duracak bir gücü kalmıyor.
Temeli kapitalizmi körükleyen bu teknik ülkemizde de gündem konusu olmuş.
Ticaret Bakanlığı: "Bir reklamda elektronik aygıtlar ya da başka teknikler kullanılarak izleyiciler tarafından reklam izlenirken fark edilemeyecek ancak bilinçaltıyla algılanması sağlanacak bir görüntüye yer verilemez ve bu yolla tüketiciye subliminal bir mesaj iletilemez. Böyle bir durumun varlığı halinde idari yaptırım uygulanabilecektir"
Ticaret Bakanlığı: "Reklamlarda '25. kare tekniği' olarak bilinen tekniğin kullanılması ve bu yolla tüketiciye subliminal mesaj iletilmesi yasaklanmıştır"
Ticaret Bakanlığı yukarıda verilen iki maddeyi de kapsayan bir açıklama yaptı. Aynı zamanda RTÜK, "Bilinçaltı tekniklerinin kullanılması, tüm dünyada yasaklanmış bu türden yayınların tespitinin yapılmasının mevcut teknolojiler ile mümkün olmadığı'' açıklamasında bulundu. Yani günümüzde hala birçok örneği görülse de, bu teknikten korunma yolu ise tam bir muamma.
Gözünüz açık olsun
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.