Kafa Vücuttan Ayrıldığında Beyin Çalışmaya Devam Eder Mi?
Bilim ve Teknoloji - 03 Ocak, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.
03 Ocak, 2022
Ünlü kimyager Antoine Lavoiser’in hikayesini birçoğumuz duymuşuzdur. İdam edilip kellesi koptuktan sonra asistanına 2 defa gözlerini kırparak, ölümden sonra bir süre daha bilincin açık olduğunu ispat etmiştir. Gelin bu olaya yakından bakalım.
Hikâyeye göre Antoine Lavoiser, dönemin yobaz insanları ve bilim düşmanlarına “Bu kelleler hiçbir işe yaramaz!” dedi ve çok vakit geçmeden yargılanıp ölüme mahkûm edildi. Ancak ölümü sırasında bile bilime bir katkıda bulunabilmek için çırpınıyordu. Bu sebeple asistanlarından bir tanesine, kafası kesildikten sonra kellesini dikkatle izlemesini, eğer 2 kere göz kırparsa hala bilincinin açık olduğunu anlamasını söyledi. Böylelikle kafa vücuttan ayrıldıktan sonra da beynin bilinçli faaliyetlerini sürdürebileceğini ispatlamış olacaktı. İddiaya göre Lavoiser gerçekten de gözlerini 2 kere kırptı.
Bu hikâyenin gerçekliği uzun yıllardır tartışılmaktadır. Öncelikle şunu söyleyelim: Lavoiser’e ait resmi ve güvenilir hiçbir biyografide bu olaydan söz edilmemiştir. Dolayısıyla bu durum, söz konusu iddianın gerçek olma ihtimalini bir hayli düşürmektedir.
Buna rağmen hikâye popülerliğini korumaktadır. Mesela Discovery Channel kanalında yayınlanan “Giyotin” adlı bir belgeselde, bu hikâye bir doktor tarafından gerçekmiş gibi anlatılmıştır. Doktora hikâyenin kaynağı sorulduğunda ise ”Bana bir arkadaşım anlattı, o da bir yerlerde okumuş ama nerede okuduğunu hatırlamıyor. ” diyerek cevap vermiştir.
Bu durumun da bilimde bir karşılığı vardır: Anekdotal (kulaktan dolma) anlatım.
Bir bilginin herhangi bir bilimsel ve resmi temele dayandırılmadan anlatılması, onu hiçbir şekilde geçerli bir bilgi haline getirmez. Böyle bir bilginin bilimde yeri yoktur ve bir bilim kanalında bunun bilimsel bir anlatım olarak sunulması büyük bir hatadır.
Peki kafanın kesilmesinden sonra göz kırpılabilir mi?
Aslına bakarsak, böyle bir şeyin yaşanması sinirbilimsel açıdan gayet mümkün. Efsaneleşmiş hikayeleri değil de yapılmış olan kontrollü deneyleri incelediğimizde, buna benzer olayların yaşanmış olduğunu görürüz.
Örneğin, 1880 yılında idam edilmiş bir tecavüzcünün kafasına öldükten 3 saat sonra ölü bir köpekten kan pompalanmış. Araştırma sonucuna göre adamın dudakları titremiş, gözleri açılıp kapanmış ve sanki bir şey söyleyecekmiş gibi ağzı açılmıştır.
1905 yılında yapılan başka bir deneyde ise, katil Languille’nin kafası kesildikten sonra bir doktor ismini söylemiş, bunun üzerine kesik kafa gözlerini açmış ve sesin geldiği yöne doğru odaklanmıştır.
Ancak bu durumun tersine dair de birçok kanıt var.
Örneğin 1836 yılında yapılan bir deneyde, idam edilecek katil Lacenaire denek olmayı kabul etmiştir. Ancak öldükten sonra şahıstan en ufak bir tepki dahi alınamamıştır.
1879 yılında da benzer şekilde idam edilecek katil Prunier, kafasının kesilmesinin ardından tüm denemelere rağmen hiçbir tepki vermemiştir.
Özetlemek gerekirse, kafanın vücuttan hızla ayrıldığı durumlarda (giyotinle idam gibi), Lavoiser’in hikayesine benzer durumların yaşanması sinirbilimsel olarak mümkündür. Ancak bunu olduğundan fazla göstererek, beyne farklı anlamlar yüklemeye çalışmanın hiçbir mantığı yoktur.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.