İyi Polis, Kötü Polis: Bill Gates

Koronavirüs döneminde hepimiz evlere kapandık. Şimdi kapıları rahatça tekrar açabilmemiz, zor bela alıştığımız maskelerden kurtulabilmemiz için gelen aşı haberlerine sevinirken önümüze bir anda korkunç teoriler çıkmaya başladı. Teorilerin göbeğinde ise çoğumuzun bildiği isim, Bill Gates var. Şimdi biraz yakından bakalım, Bill Gates kimmiş ve bizimle derdi neymiş?

2020 yılı hepimizin koskoca hayallerle ve büyük heyecanlarla girdiğimiz bir yılken hiç şüphesiz bir anda kabusa dönüştü. İnsanlar sevdikleriyle görüşmekten korkmaya başladı. Uzunca süre evlerimizde kapandık. Gün geçtikçe artan vaka ve ölüm sayıları ile birlikte korku her yanı sarmaya başladı ve büyük bir merakla gelecek iyi haberi, aşıyı beklemeye başladık. Tek kurtuluş biletimiz bu gibi gözüküyor çünkü.

10 aylık bu uzun bekleyişin, hayatın her alanının sekteye uğraması sonucu sonunda bir bir müjdeli haberleri almaya başladık. Dünyanın dört bir yanından, farklı farklı şirketlerin aşı haberleri gelmeye başlamıştı. Fakat bir süre sonra bu aşılarla ilgili komplo teorileri de arkası arkasına dolaşmaya başladı.

Komplo teorilerinin içerisinde özellikle dikkat çeken bir isim vardı: Bill Gates.

Birçoğumuz biliyoruz ama yine de bir bakalım bu Bill Gates kimmiş.

Bill Gates, asıl adı ile William Henry Bill Gates, 1955 doğumlu, Amerikalı bir yazar, yazılımcı, girişimci, yatırımcı ve iş adamı. Evli ve üç çocuk babası bir babayiğit. Bizler onu Microsoft şirketi ile tanıdık. Kendisi bu köklü şirketin kurucularından birisi. Ancak hayır işlerine zaman ayırmak istediğini belirterek bu yılın başlarında Microsoft’un başkanlığından istifa etmiş. Ayrıca 2019 itibarıyla da dünyanın en zengin insanı kendisi, çokta bir ihtiyacı yokmuş yani başkanlığa falan.

Şimdi buralara kadar her şey sempatik bir şekilde ilerliyor. Bir sıkıntı yok.

İlk sıkıntı Mart ayında, virüsün hızla yayılmasının hemen ardından Bill Gates’in yaptığı açıklamayla başladı. Bill Gates yaptığı açıklamada, kimlerin iyileşip, kimlerin test edildiğini, aşı olanları vesaire gösteren “dijital sertifikalar” olabileceğini söyledi. İfadelerinde “mikroçip” ifadesini kullanmamasına rağmen bu röportajdan sonra her yerde “Bill Gates koronavirüs tedavisi için mikroçipleri kullanacak.” başlıkları atıldı ve herkes bir anda bu “Bill Gates hepimize çip takacak!” seslerinin yükselmesine sebep oldu.

Ayrıca Gates Vakfı’nın desteklediği çalışmalardan birinde, kişilerin aşı bilgilerinin özel bir mürekkep enjekte edilmesi ile derinin yüzeyinde saklanmasını da sağlayacak bir teknolojinin kullanılması iddiaları güçlendirmeye başladı. Bahsi geçen çalışmalarda bu uygulamanın bir mikroçip değil de daha çok görünmez bir dövmeye benzetilebileceği yönünde savunmalar yapılsa da çok ikna edici olmadı.

Bu haberlere yapılan bir çok savunmanın ardından hala da dünyanın büyük bir kısmı “hepimize çip takılacak” fikrinin arkasında durmaya devam ediyor. Karar sizin..

Ayrıca son dönemlerde ortaya çıkan aşılardan Coronavac aşısının bağlı olduğu şirket ile Bill Gates’in bağı, aşı bulan şirketlerin hemen hepsine Bill Gates’in belirli aralıklarda virüs daha ortaya çıkmadan önce ciddi yatırımlar yapmış olması da fazlasıyla dikkat çekiyor. Üstüne bir de Bill Gates’in 2010 yılında yaptığı nüfusun azaltılabileceğiyle ilgili açıklamalar da eklenince teoriler tadından yenmez hale geliyor. Bakalım Bill Gates 2010’da tam olarak ne demiş: “Dünyanın nüfusu bugün 6,8 milyardır ve 2030'da 9 milyar civarına ulaşacaktır. Eğer yeni aşılar üretir, sağlık hizmetlerini yeniden kurgularsak bu nüfusu % 10-15 azaltabiliriz.” Ee şimdi durum böyle olunca insanın bir kafası karışıyor evet. Okuyanlar bilir, insanın aklına hemen George Orwell’ın “1984”ünden, Platon’un “Devlet”ine kadar bol bol kesitlerde geliyor.

Sonra Bill Gates “Afrika’ya gönderdiği aşılarla oradaki kadınları kısırlaştırdı” dendi, “Hindistan’da aşılarla 500 bin çocuğun felcine neden oldu” dendi, bir de 2015 yılından beri yaptığı açıklamalar bir araya getirilerek “bu adam salgını önceden biliyordu yahu!” dendi.

Bu açıklamaların üstüne şimdi en son bir de Bill Gates çocuklarının aşı olmasına izin vermeyeceğini söyleyince ortalık iyice karıştı.

Bunların karşısında durup Bill Gates’in aslında bu yatırımlarla virüse karşı ciddi bir destekte bulunduğunu savunanlar da çok. İlk başta WHO ve UNICEF Afrika’ya giden aşıların güvenli olduğunu açıkladı. Sonra Hindistan’da 2000-2017 yılları arasındaki çocuk felci sayısının 17 olduğu duyuruldu. Salgını önceden biliyordu iddialarına da Bill Gates’in önceki salgınlardan yola çıkarak bu fikri savunduğu yönünde bir savunma yapıldı. Kafalar iyice çorba oldu anlayacağınız.

Şimdi bir yanda milyarların efendisi, hayırsever, biricik iyi polisimiz Bill Gates; diğer yanda insanlığın kökünü kurutmak isteyen, çocuk ve insan düşmanı kötü polisimiz Bill Gates var. Ben işin içinden çıkamadım, artık seçim sizin.