Hiç Yaşlanmadan Uzayda Seyahat Etmek: Cyrosleep
Bilim ve Teknoloji - 24 Mayıs, 2021 - Okuma Süresi: 6 Dk.
24 Mayıs, 2021
Merhaba Kampüste Ne Var okuyucuları! Sizlere bu yazımda bilim dünyasını oldukça meşgul eden ve gelecekteki uzay yolculuklarına yeni bir ivme kazandıracak olan cyrosleep teknolojisini anlatmak istiyorum. Hadi gelin cyrosleep teknolojisine bir göz atalım!
Dondurulmuş uyku odaları; Alien serisi gibi masallardan, Intersellar ve 2001: A Space Odyssey gibi introspektif başyapıtlara kadar bilim kurgu hikayelerinde sıklıkla karşılaştığımız bir konudur. Bu odalar bizim için ölümsüzlüğün anlık resmi olabilir. Mars’a ve diğer gezegenlere yapacağımız uzay seyahatlerini düşününce kriyotik uyku, gerçekten de insanları gezegenler arası taşımanın en önemli yollarından biri olabilir.
Cyrosleep, sözlükte soğuk uyku anlamına gelmektedir. Bu teknolojiyle vücut ısısı ve metabolizma hızı oldukça düşük seviyelere çekilerek fizyolojik faaliyetler en aza indirilir. Böylece insan bir nevi kış uykusu haline girmiş olur. Çoğu kişi cyrosleep'i veya kriyotik uykuyu Intersellar filminde görse de cyrosleep aslında 200 yıllık geçmişi olan Pamuk Prenses masalıyla ortaya çıkmış bir fikirdir. Bu masalda kötü kalpli cadı, zehirli bir elma yemesi için Pamuk Prenses'i kandırır. Bunun sonucunda Pamuk Prenses zehirli elmayı yer ve derin bir uykuya dalar. Daha sonra Prens'in onu öpmesiyle tekrar uyanır. 2014 yılında tanıştığımız Intersellar filminde ise cyrosleep kapsüllerinde yatan astronotlar, Pamuk Prenses masalındaki gibi derin bir uykuya yatıp yıllar sürecek uzay yolculuğunun zararlarından ve yaşlanma gibi birçok tehlikeden korunmuşlardır.
Cyrosleep Projesi
SpaceWorks şirketi, uzun uzay yolculuklarında kullanılmak amacıyla derin uyku yöntemini kullanarak insan için bir uzay habitatı oluşturmaya çalışıyor. NASA da bu projeyi daha ileri götürmek için Cyrosleep Projesini yapan şirkete, yani SpaceWorks’e ciddi destekler veriyor. Yapılacak olan habitatın Intersellar filminden esinlenerek tasarlanacağı söyleniyor. Bunun sebebi olarak da uzay yolculuklarını daha verimli hale getirmesi gösteriliyor. Bu projenin en büyük avantajı şüphesiz ki bir uzay gemisinin kütlesini %50 oranında azaltması. Kütlenin azalmasının nedeni ise mürettebatın kriyotik uyku esnasında çok fazla yiyecek, içecek, oksijen veya eğlence araçları gibi malzemelere ihtiyaç duymayacak olması. Uzay yolculuklarının yüksek maliyetlerde olmasının nedenlerinden biri olan kütle, bu teknoloji sayesinde azaltılırsa yolculuk çok daha ucuz hale gelecek ve artakalan para geminin radyasyona karşı kuvvetlendirilmesi için harcanabilecek.
Cyrosleep Modülü
Cyrosleep için tasarlanan modülün 4-6 kişilik bir kapasitesi var.Bu modüllerin silindir şeklinde olup dönen bir yapıda olması planlanmaktadır. Uzay yolculuğu esnasında astronotları bekleyen birçok tehlike vardır. Bu tehlikelerin en büyük olanı radyasyon olup ikincisi ise yer çekimsiz ortamdır. Yer çekimsiz ortam, kemik ve kas erimesinin yanı sıra kafatası basıncının ve göz tansiyonunun artmasını tetiklediğinden astronotlar için oldukça ciddi sağlık sorunları oluşturacaktır. Böyle ciddi riskler ancak dünyadakine yakın yapay bir yer çekimi oluşturularak önlenebilir. Bunu yapmanın en basit yolu da uzay gemisini kendi etrafında döndürmek veya astronotlar için yapılacak olan cyrosleep modüllerinin silindir bir şekilde yapılıp bu modüllerin kendi etrafında döndürülmesini sağlamaktır. Ayrıca bu yolculuğu gerçekleştirecek geminin en az 100 kişilik kapasitede olması gerekmektedir. Bu konuda SpaceWorks CEO’su Bradford ve SpaceX CEO’su Elon Musk şöyle düşünüyor:
“Her yolculukta en az yüz kişi taşıyacak gemilere ihtiyacımız var.”
Çünkü Mars’ta veya başka gezegenlerde koloni kurmak istiyorsak, bu en az 100 kişilik bir uzay gemisi yapmamız gerektiği anlamına geliyor. Uzun süreli uzay yolculukları sadece fiziksel sorunları yanında getirmiyor. Astronotlar, fiziksel problemlerin yanında mental problemler de yaşayabilir. Bunlarla birlikte gönderilecek insan sayısı ne kadar fazla olursa başarı şansı da o kadar yüksek olacaktır.
Uyku halindeki mürettebatın ihtiyaçları nasıl karşılanacak?
Mürettebat uyku halindeyken bilgisayara bağlı çeşitli sensörler durumlarını takip edecek. İnsan vücudunun gereksinim duyduğu her bir unsuru içeren bir sıvı damar yoluyla insanlara verilecek ve idrar toplama borusuyla atıklar toplanacak. Katı besin alımı olmadığı için sindirim ve bağırsak sistemi aktif olmayacak. Ayrıca çeşitli kas uyarıcıları, önemli kas gruplarının kullanılmaz hale gelmesini engelleyecek.
Peki uzay yolculukları için kullanılması düşünülen cyrosleep teknolojisinden farklı olarak kış uykusuna girmenin başka bir yolu var mı? Cevap tam olarak evet olmasa da bazı insanlar daha önceleri maruz kaldığı ortamın koşullarından dolayı kış uykusuna girmiş. Örneğin Japonya’nın Rokko Dağlarında yaralı bir adam, 24 gün boyunca yiyecek ve su olmadan hayatta kalmayı başarmış. Doktorlar adamın vücudunun “kış uykusu” denilen bir enerji tasarruf moduna girdiğini belirtmişler. Adam 24 gün boyunca dağın sert ve soğuk havasına (10°C) maruz kalmasına rağmen bulunduğunda vücudunun 22°C olduğu belirtilmiş.Sağlık raporlarının sonuçlarına göre de adamın beyninde veya diğer organlarında herhangi bir hasara rastlanmamış. İşte, insanlarda buna benzer bir kış uykusunu tetiklemek için vücut sıcaklığını 5°C ‘ye kadar düşürmek gerekiyor. Fakat şu anki teknoloji, bir insanı sadece 6 ay gibi bir süre için dondurmayı mümkün kılıyor. Uzun süreli uyku içinse bilim adamlarının insanları tekrar uyandırma imkanları olsa bile bunun organları veya beyni nasıl etkileyeceğini henüz bilmiyorlar.
Cyrosleep teknolojisi, insanoğlunun gelecekteki uzay yolculuğunu başka bir seviyeye çıkaracak gibi gözüküyor. Fakat bu teknoloji her ne kadar uzay ile ilgili gözükse de aslında alzheimer, parkinson gibi birçok hastalığa çare olabilir. Bunun sebebi günümüzde hala kriyotik uyku yöntemlerinin tedavi amacıyla hipotermi olarak kullanılması. Örneğin, kalp krizi geçiren veya beyin travması yaşayan insanlara tedavi amacıyla derin uyku yöntemi kullanılabiliyor. Ancak tabii ki bunların gerçekleştirmesi için bu teknolojiyle ilgili daha çok araştırma ve çalışma yapılması gerekiyor. Bakalım, bilim kurgu filmlerindeki sahneleri anımsatan bu teknoloji gelecekte ne kadar başarılı olacak?
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.