Email Atan Ispanak ve Yeşil Teknoloji Örnekleri

İklim değişikliğine dair önceden bilgilenmemizi sağlayan ıspanaklar, kendine yeten binalar, müsilajın deniz bakterisiyle temizlenmesi başlıkları yeşil teknolojinin kullanım alanına girmektedir. Yazımda yeşil teknolojiye dahil olan bu maddelerden bahsettim. İyi okumalar!

YEŞİL TEKNOLOJİ NEDİR?

Yeşil teknoloji, çevre dostu olarak kabul edilen teknolojiyi ifade etmektedir. Bir süredir var olan teknoloji çeşidi olmasına rağmen, özellikle son yıllarda yükselen bir tehlike olarak karşımıza çıkan küresel ısınmayla birlikte daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. İklim değişikliğine dair önceden bilgilenmemizi sağlayan ıspanaklar, kendine yeten binalar, yangınları önlememizi sağlayan İHA, bitkiden plastik üretimi, müsilajın deniz bakterisiyle temizlenmesi ve meyve kabuklarından üretilen ev eşyası başlıkları yeşil teknolojinin kullanım alanına girmektedir. Yeşil teknolojiye dahil olan maddeleri birlikte inceleyelim:

ISPANAK İLE E-MAİL ARACILIĞIYLA HABERLEŞMEK

Massachusetts Institute of Technology (MIT) Üniversitesi’ndeki bilim insanları iklim değişikliği ile ilgili uyarılarda bulunması için e-mail aracılığıyla ıspanak ile iletişim kurmayı başardı. Nanoteknolojinin kullanılmasıyla gerçekleştirilen bu başarı, ıspanağı adeta çevresel faktörleri tespit eden ve bilgileri ileten bir sensör haline getirdi. Ispanaklar sadece iklim değişikliği ile mücadelede değil, aynı zamanda patlayıcıların tespit edilmesinde de kullanılabilmektedir. Araştırmacının aktardığına göre;

"Ispanak kökleri, kara mayınları gibi patlayıcılarda sıklıkla bulunan bir bileşik olan yeraltı suyunda nitroaromatiklerin varlığını tespit ettiğinde, bitki yapraklarındaki karbon nanotüpler bir sinyal yayar. Bu sinyal daha sonra bir kızılötesi kamera tarafından okunur ve bilim insanlarına bir e-posta uyarısı gönderilir."

Bu çalışmanın asıl amacı patlayıcıları tespit etmek olmasına rağmen, Profesör Micheal Strano ıspanakların çevre kirliliği ve diğer çevresbirel durumlar hakkında uyarılmak için kullanılması hususunda yardımcı olacağını söylüyor. Ve ekliyor;

"Bitkiler çevreye çok duyarlı, kuraklık olacağını bizden çok önce biliyorlar. Toprak ve su potansiyellerinin özelliklerindeki küçük değişiklikleri tespit edebiliyorlar. Bu kimyasal sinyal yollarından yararlanırsak, erişilecek çok sayıda bilgi var.”

Ispanaklar iklim değişikliğine ve patlayıcı tespitine dair bilgi toplayabilmelerinin yanı sıra, böcek istilaları gibi çevresel faktörleri de tespit edebiliyor. Araştırmacılar bitkiden 1 metre uzaktayken sinyal alabiliyor. Şimdi ise bu uzaklığı arttırmak için çalışmalar yapılıyor. Araştırmanın geleceğini düşündüğümüzde, iletişim ağının geliştirilmesiyle belki de bir süre sonra ıspanaklar yangınla mücadelede bile kullanılabilecektir.

MÜSİLAJIN DENİZ BAKTERİSİYLE TEMİZLENMESİ

Geçen yıl gündemimizde sıklıkla karşılaştığımız müsilaj, İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Gülşen Altuğ ve ekibi tarafından yürütülen bir proje ile temizlenmişti. Amaçları müsilajı doğal ortama zarar vermeden, yararlı bakterilerle yok etmekti. Pilot bir proje olduğundan, öncelikle Marmara Denizi yüzeyinde küçük bir alanda denendi. Araştırmacının aktardığına göre bakteriler her gün sabah ve akşam uygulandı. Çalışma sonucunda deniz yüzeyindeki müsilajın temizlendiği görüldü. Yüzeydeki müsilajın temizlenmesiyle, dibe çöken müsilajın gözlenmediği tespit edildi. Yani bu çalışma yüzeyi temizlerken aynı zamanda müsilajın dibe çökmesini engellemişti. Araştırmacıların gelecek için hedefleri, dipteki müsilajın giderilmesi için yeni bir alan oluşturmak ve bakterilerin dipteki müsilaja etki sürecini takip etmek.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARININ (İHA) KULLANIMI

Yeşil teknolojinin önemli alanlarından birisi de insansız hava araçlarıdır. İnsan kaynaklı felaketlerden olan iklim değişikliğine bir de ormanların yok edilmesini ekleyebiliriz. Orman yangınları ve arazi açmak için kesilen ormanlar, insan eliyle ormanların yok edilmesine birer örnektir. İnsansız hava aracı çeşitlerinden Ağaçlandırma Drone’u bir saatte 100 bin ağaç dikebilmektedir. Bununla birlikte topoğrafyayı tarayarak 3 boyutlu bir harita oluşturabilir ve elde ettiği bilgilerle en verimli dikim modelini algoritmalar aracılığıyla belirleyebilir. Çözünebilir konteynır içerisinde çimlendirilmiş tohumlar drone tarafından toprağa ateşlenir, ardından sulanır.  Kurulacak drone ekipleriyle büyük ölçekte ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştirilebilir. Dronelar aynı zamanda insan gücüyle karşılaştırıldığında, ağaç dikme işlemini çok daha hızlı gerçekleştirmektedirler.

Droneların tek faydası bu değildir. Aynı zamanda yangınları söndürmek için aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bazı ülkelerde itfaiyecilerin özel drone ekipleri vardır. Ayrıca yangın söndürme dronelarının en kullanışlı özelliklerinden biri yangın topudur. Yangın topu, yangın yerine atılır ve içeriği insan tarafından solunduğunda kişiye zarar vermez. Son kullanma tarihleri ise sadece patladıkları andır. Aynı zamanda droneların sahip olduğu termal kameralar, dışarıdan bakıldığında sadece gözle dumanın görülebildiği alanlarda yangının kaynağını tespit edebilir. Bu sayede yangının başlangıç noktasına direkt müdahale edilebilir.

KENDİ KENDİNE YETEN BİNALAR

Kendi kendine yeten binalar da yeşil teknolojinin önemli yeni bir alanıdır. Bu binalar dışarıdan bir katkıya ihtiyaç duymadan enerji üretebilen, kendi kendine yeten binalardır. Bu binaya örnek olarak Petitdidierprioux Architectes tarafından Saint-Étienne'de tasarlanan bina verilebilir. Tasarlanan binanın cephelerinde ve çatısında güneş paneli, yağmur suyu arıtma sistemi ve hibrit havalandırması bulunmaktadır. Tasarımın 2022 yılı içerisinde hayata geçirileceği söyleniyor. Bununla birlikte yeşil ev olarak adlandırılan bir başka ev projesinde yukarıdaki özelliklerin yanı sıra akuaponik sistem adı verilen, yenilebilir bitkilerin ve su ürünlerinin bir arada yetiştirildiği düzen bulunmaktadır. Yani bir bakıma kendi yiyeceğini üretmektedir.

MEYVEDEN MOBİLYAYA UZANAN SERÜVEN

Krill Design isimli şirket tarafından meyvelerin kullanılmasıyla üretilen eşyadan bahsedelim. Bu şirket, Sicilya portakal kabuğunu kullanarak 3 boyutlu yazıcı ile lamba üretti. Lambanın ismi Ohmie. Portakal kabuklarını kurutuyor ardından öğütüyorlar. Bitkisel kaynaklı polimerle karıştırıyorlar. 3 boyutlu yazıcının da görevini bitirmesi sonucunda, portakala benzeyen dokusu ve kokusuyla lambamızı elimize alabiliyoruz. Her bir lamba 2-3 portakal kabuğundan yapılmakta. Bu sayede hem çevre dostu bir lambaya sahip olunmakta hem de yemek artıklarını dönüştürecek bir yol bulunmaktadır.

BİTKİDEN PLASTİK ÜRETİMİ

Avantium isimli bir şirket, bitkiden %100 geri dönüştürülebilir ve parçalanabilir plastik üretti. Petrolden üretilen plastiğe muhteşem bir alternatif. Bu sayede çevre dostu yaşam biçimini hayatımıza oturtmak daha da kolay olacakmış gibi görünüyor.  

“Malzeme, polyester adı verilen bir plastik türü olan polietilen furanoattır (PEF). Fark tamamen biyolojik bazlı hammaddelerden (şeker) yapılmış olmasıdır. Avantium, hammadde şekerin şu anda şeker pancarı, şeker kamışı, buğday ve mısırın yanı sıra tarımsal kalıntılar gibi gıda dışı ürünlerden elde edildiğini belirtiyor. Bu bitkilerden elde edilen şekerler, yapı taşı moleküllerini elde etmek için bir dizi kimyasal reaksiyona tabi tutulur.”

Bütün bu gelişmeler yeşil teknolojinin önümüzdeki yıllarda hayatımızda daha büyük bir rol oynayacağını bize göstermektedir.