Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

Bilim ve Teknoloji - 15 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 12 Dk.

15 Ocak, 2021

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

Bu yazımda geçmiş dönemlerde dünya genelinde yaşanmış ölümcül algınlara ve şu an günümüzde yaşanan ölümcül korona virüse değindim.

Dünya üzerine doğal nedenlerden yada insandan dolayı ortaya çıkmış, çok sayıda nüfusun ölmesine neden olmuş salgın vakaları gözlemlenmiştir.Bilinen en eski salgın vakası olarak MÖ. 430’da Mora Savaşı’nda ortaya çıktığı düşünülen salgın ile beraber ,salgın hastalıklar insanlık tarihi boyunca medeniyetleri etkilemiştir.

İnsanlık tarihini değiştiren bazı önemli salgın hastalıklar:

1-Jüstinyen Vebası (MS.541-750)

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

Ticaret gemilerinde bulunan  veba bulaşmış pire taşıyan sıçanlardan dolayı Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu (özellikle konstantinopolis) ,Sasanni İmparatorluğu ve tüm akdeniz çevresinde liman kentlerini etkilemiş bir salgındır.

Tahmini olarak 25-100 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur. Jüstinyen Veba salgının kökeninin Kırgızistan, Kazakistan ve Çin sınırlarında bir dağ silsilesi sistemi olan Tanrı Dağları ve yakın bölgeleri olduğu düşünülmektedir. Bizans tarihçisi Prokopius ilk olarak 541 yılında Mısır’da Süveyş yakınındaki Pelusium limanında salgını bildirmiştir. Prokopius, oluşturduğu bir pasajda, vebanın zirve yaptığı günde Konstantinopolis’te 10000 kişiyi öldürdüğünü kaydetmiştir. Ancak sayının doğruluğu kesin değildir. Ölüleri gömmek için yer olmadığı ve cesetlerin açıkta istiflendiğini belirtmiştir. Prokopius, Gizli Tarih adlı eserinde kırsal kesimdeki yıkımı kaydetmiş ve Justinianus’un acımasız tepkisini şu şekilde bildirmiştir:

“Salgın, bilinen tüm dünyayı ve özellikle Roma İmparatorluğu'nu süpürürken, tarım topluluğunun çoğunu silip ve gerekliliğin peşinde bir ıssızlık izi bıraktığında, Justinianus perişan özgür mal sahiplerine merhamet göstermedi. O zaman bile, sadece her bir bireyi değerlendirdiği miktar ile değil, aynı zamanda ölen komşularının yükümlü olduğu yıllık vergi talep etmekten de kaçınmadı.”(Procopius, Anekdota, 23.20f.)

Genel olarak Jüstinyen Vebası’ndan ölen sayısı belirsizdir. Bazı araştırmacılara göre salgının şehir sakinlerinin belki de %40’ını ve Doğu Akdeniz’deki insan nüfusunun dörtte birinin ölümüne neden olduğunu düşünmektedirler. Vebanın daha sonraki dalgaları 6., 7. Ve 8. yüzyıllarda görülmüş olup daha sonraları hastalık daha yerel ve daha az virülans hale gelmiştir.

2-Kara Ölüm(1347-1351)

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

Kara Veba olarak da bilinen insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Avrasya ve Kuzey Afrika’da 75-200 milyon kadar insanın ölümüne sebep olmuştur. Yersinia pestis bakterisinin neden olduğu bir hastalıktır. Salgın yalnızca 14.yy da yaklaşık 200 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. Çin ve Orta Asya’dan başlayan veba, 1347’de  Kırım’da bir Ceneviz ticaret merkezini kuşatan Moğol ordusunun vebalı cesetleri mancınıkla kentin içine atmaları sonucunda Avrupa’ya taşınmıştır.

Kara Ölüm Avrupa Nüfusu üzerinde büyük değişiklik yapmış olup, Avrupa’nın sosyal temellerini de değiştirmiştir. Kara Ölüm 14. Yy da Büyük Ölüm olarak adlandırılsa da daha sonraları, hastalığa yakalanan kişilerde görülen deri renginin siyaha dönmesi nedeniyle Kara Ölüm olarak adlandırılmıştır.

Tarihi kayıtlara göre hastalık kasıklarda şişmelere(bubolara) neden olmaktadır.

3-Çiçek Hastalığı(15.-16. yy)

 

Çiçek hastalığı her yaşta ve cinste kişilere görülen irinli kabarcıklar dökerek yüzde iz bırakan ateşli, bulaşıcı ve ağır seyreden bir hastalıktır. Hastalığın aşısını İngiliz cerrah Edward Jenner’ın bulduğu kabul edilir.

Çiçek etkeni Poxvirus grubundan bir virüstür. Hastalık yaraların içinde bulunur ve hastaya yaklaşmayla, sineklerle ve virüslü havanın solunmasıyla bulaşır. Ani ve şiddetli baş ve sırt ağrısı, kusma, kas sertleşmesi ve yüksek ateş gözlemlenir. 3-4 gün süren başlangıç dönemini vücutta kırmızılık izler ve ateş düşer. Önce yüzde ardından baş, göğüs, sırt, kol ve bacaklarda sert kabartılar durumunda kırmızı, küçük lekeler oluşur. Bu kırmızı lekelerin içleri sıvıyla doludur. Daha sonra bunlar sivilce biçiminde irinli kesecikler durumuna dönüşür. Bu sırada ateş tekrar yükselerek 39-40 °C ye yükselir. Hastalığın 12.gününe yaklaşıldığında iltihaplı kesecikler patlar, 16.gün dolaylarında yaraların üzeri kabuk bağlamaya başlar. Ve daha sonraki günlerde (2.ve 3. haftalarda) kabukların yerleri çukurlaşarak iz kalır.

Hastalık seyri farklı şekillerde olabilir. Basit tip olarak adlandırılan çiçek hastalığında iltihaplı kesecikler birbirlerinden ayrıdır ve hastalığın gidişatı iyidir; Konflüan tipte ise iltihaplı kesecikler bir araya gelerek yüzeyde apseler oluşturur ve hastalığın gidişatı kötüdür; Hemorajik tipte ise iltihaplı keseciklerde, mukozalarda ve göz konjonktivasında kanamaların görüldüğü en ağır ve en ölümcül tiptir.

Ölümcül düzeyde tehlikeli olan bu çiçek hastalığında korunmak için aşılama yapılmaktadır. 1-20 yıl arasında değişen bağışıklık sağlar. Kaynaklara göre 1966 yılında WHO tarafında tüm dünyada çiçek aşılaması uygulanarak hastalık görünmez olmuştur.

4-Kolera(1817-1823)

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

İlk kolera salgını Hindistan’ın Jessore şehrinde başladı ve bölgenin büyük bir kısmından sonra da komşu bölgelere yayıldı. Milyonlarca insanı öldüren yedi kolera salgının ilkidir.

Kolera Vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır. Ölüm riski oldukça yüksek olan koleranın aslına çok da zor olmayan bir tedavisi vardır. Oral rehidrasyon tedavisi (ağızdan sıvı tedavisi) ile kısa sürede iyileşmeye gözlemlenir.

WHO koleraya ‘unutulmuş salgın’ adını vermiş olup 1961 yılında başlayan yedinci salgının bugüne kadar devam ettiğini belirtmiştir. Koleranın her yıl yaklaşık 1.3-4 milyon kişiye bulaştığı ve yıllık ölümlerin 21-143 bin kişi arasında değiştiği bildiriliyor.

5-İspanyol Gribi (H1N1)(1918-1919)

 

İspanyol gribi, 21.yy’ın başında yaklaşık 500 milyon insanı yani dünya nüfusunun üçte birini enfekte eden bir H1N1 virüsünün patlak vermesiyle ortaya çıkmış bir influenza salgınıdır. Salgın dünya genelinde 18 ay içinde 50 milyondan fazla insanın ölümüne neden olmuştur. İspanyol gribinin ilginç bir özelliği, zayıf yaşlı ve çocuklardan çok; sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıdır.

1918 yılının Eylül ayında gerçekleştirilmesi planlana iki geçit töreni vardır. İspanyol gribi başlayınca yapılması planlanan geçit törenlerinden; Phlidelphia töreni gerçekleştirilmiş, St Louis töreni iptal edilmiştir. Bir ay sonra Phlidelphia’da İspanyol gribinden 10 bini aşkın insanın öldüğünü, St Louis’de ise 700 kadar kişinin öldüğü saptanmıştır. Bu karşılaştırmadan bize sosyal mesafenin önemini göstermektedir.

6-HIV (AIDS) (1981-günümüz)

 

Dünya üzerindeki bilinen ilk AIDS vakaları 1981 yılında kayıtlara geçmiştir. Ancak virüs bugün de insanları enfekte etmeye ve ölümlerine neden olmaya devam ediyor. Tahmini verilere göre ilk vakanın görüldüğü 1981 yılından bu yana 32 milyon insanın HIV virüsüne bağlı olarak öldüğü tespit edilmiştir. Bulaştığı insanda immün yetmezliği yaratarak enfekte olan hastaların bağışıklığını önemli ölçüde azaltıp, insan için çok zaralı ya da ölümcül olmayan bir hastalık etkeniyle karşılaşılması durumunda ölümcül olabilmektedir. Tedavisi olmayan bu viral hastalık cinsel yolla ya da bazı dikkatsiz uygulanmış kan tedavileriyle bulaşmaktadır. Tedavisi olmamasına karşın antiretroviral tedavi yöntemleriyle hastalık önemli ölçüde yavaşlatılıp hastalara uzun ve kaliteli yaşam sağlamaktadır.

Bu retrovirus türü olan HIV’in değişik moleküler yapı ve klinik bulgularıyla iki çeşit türü vardır. Bunlardan ilki HIV-1 olan makrofajlarda ve lenfositlerde görülür. HIV-2 ’nin neden olduğu AIDS’in gidişatı diğer türe göre biraz daha yavaştır. Ancak sonuç yine de değişmemektedir.

7-SARS-CoV (Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu)(2002-2003)

 

2002 yılının kasım ayında Hong Kong da başlayan SARS salgınında dünya genelinde 8422 vaka ve 916 ölüm görülmüştür. WHO da yapılan araştırmalarda ölüm oranı %10.9 olarak belirlenmiş olup kısa sürede 37 ülkeye yayılmıştır. 2003 den bu yana SARS yayılması tamamen önlenmiştir. Ancak SARS virüsünün tamamen eradike edildiği akla gelmemelidir. Çünkü bazı hayvanlarda doğal ana rezarvuar olarak bulunabileceği ve tekraren insan popülasyonunda gözlemlenebileceği düşünülmektedir.

SARS virüsünün enfekte ettiği kişilerde gösterdiği klinik bulgular grip benzeri hastalık bulgularıyla aynı olmakla beraber (ateş, miyalji, letarji vb.) öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrısı, ishal ve nonspesifik semptomlar görülmektedir. Tüm hastalarda ortak tek belirti 38 ° C  üstünde bir ateş görülmektedir. Yeni 2019 koronavirüs un genetik yapısının SARS virusuyla %86.9 aynı olduğu tespit edilmiştir.

8-Domuz Gribi (H1N1)(2009-2010)

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

Salgına neden olan virüs, influenza A virüsünün alt türlerinden biri olan H1N1’dir. Kümes hayvanları ve domuzlarla yakın temas gerektiren işlerde çalışan kişiler başta olmak üzere dünya çapında çoğu insanı enfekte etmiştir. Elde edilen bilgilere göre 191 ülkede yaklaşık 800.000 kişide görülen salgında 8238 kişi hayatını kaybetmiştir.

Hastalık tablosu grip belirtileriyle aynı olmakla birlikte ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrısı, baş ağrısı, üşüme hissi ve yorgunluk görülmektedir. Virüsünün bulaşma yolu incelendiğinde ilk olarak hastalıklı domuzlarla direk temas olduğu belirlenmiş olmakla beraber hapşırma ve öksürmeye bağlı olarak da bulaş görülmektedir. 5 yaş altı, özellikle 2 yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubunda kronik hastalığı olanlar(KOAH, diyabet, kalp rahatsızlığı, immünkompresör hastalıklar vs.) başlıca risk gruplarını oluşturmaktadır. Domuz gribinin WHO tarafından onaylanmış ancak yan etkileri üzerine şüpheleri henüz kalkmamış bir aşı uygulaması koroyucu sağlık hizmetleri kapsamında uygulanmaktadır.

10-Ebola (2014-2016)

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs2014 yılında Gine’nin küçük bir köyünde başlayan, menzili sınırlı ancak oldukça öldürücü olan Ebola virüsü Batı Afrika’daki birkaç komşu ülkeye yayılmıştır. Hastalığa yakalanan hatlarada görülen klinik; ateş, boğaz ağrısı, kas ağrısı ve baş ağrısı ile 2 gün ile 3 hafta arasında başlar. Tipik olarak bulantı, kusma, ishal, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında azalma ile bazı hastalarda kanama gözlemlenir. Uzmanlar virüsün enfekte olmuş bazı yarasa ve maymunların kan veya vücut sıvılarıyla taması sonucu bulaşabildiğini tespit etmişlerdir. Hastalığın belirlenmiş herhangi bir tedavisi bulunmamaktadır. Ancak oral rehidrasyon terapisi veya intravenöz sıvılar verilerek hasta homeostazisi sağlanmaya çalışılmaktadır. Yine de hastalığın mortalite oranı oldukça yüksektir. Genel anlamda enfekte olmuş kişilerin %50-90 arasında ölümler görülmektedir. Hastalığa karşı hala bir aşı geliştirilememiştir.

11-COVID-19 (2019-günümüz)

Dünya Üzerinde Yaşanan Salgınlar ve Korona Virüs

1 Aralık 2019 yılında Çin’in Hubei bölgesinin başkentinde (Wuhan) ortaya çıkan çeşitli tedavi yöntemlerine ve aşılara cevap vermeyen bir zatürre görülmesi üzerine SARS-CoV-2 olarak adlandırılmış Koronavirüs tüm dünyada pandamı haline gelmiş, sosyal ve ekonomik dengeleri değiştirmiş tehlikeli bir hastalıktır. Güncel verilere göre (25 Aralık 2020) dünya üzerinde 79,5 milyon enfekte olmuş insan 1,74 milyon ölen insan saptanmıştır. Kişiler arası bulaş oranı oldukça yüksek olan SARS-CoV-2 insanlar arasındaki sosyal mesafe, temizlik ve maske kurallarıyla; vaka sayılarını azaltmaya yönelik uygulamalar ile belirli bir tedavi ve aşı bulunana dek koruyucu sağlığın temelini oluşturmuştur. Hastalık kliniğinde yüksek ateş, nefes alma güçlüğü, öksürme ve koku duyusunun kaybı gibi durumlar gözlemlenmektedir. Ağırlaşan hastalarda uygulanan yoğun bakım desteği oldukça önemlidir. Genellikle diğer viral hastalıklarda olduğu gibi kronik hastalığı olanlar ve ileri yaştaki insanlarda klinik daha ağır olmaktadır. Bu durum genç yaşta da görülebilmektedir. Güncel koronavirüs için geliştirilmesi devam eden aşı çalışmaları vardır.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.