Çevreci Yaklaşımın Gözbebeği: Hidromobil Araçlar

Günümüzde elektrikli araçlar kadar adından söz ettiren bir şey var: Hidromobil araçlar. Yapılan araç yarışlarında da kendine ait bir kategorisi bulunan bu hidromobil araçları gelin beraber inceleyelim!

Hepimiz benzinli araçları ardından çevre dostu olan elektrikli araçları duyduk ve benimsedik. Peki, çevreci yaklaşımın bir diğer gözbebeği olan hidromobil araçları ne kadar duyduk? Şimdi hep beraber hidromobil araçları tanıyacağız. En basitinden şöyle başlayalım: Hidromobil araçlar adından da tahmin edileceği gibi hidrojen ile çalışmaktadır. Hidrojen enerjisi şu an günümüzde en revaçta olan enerji kaynaklarından biridir. Bu enerji nedir diyenler olursa hidrojen enerjisini, hidrojenin moleküllerinin ayrışması sonucunda açığa çıkan kimyasal enerji şeklinde açıklayabiliriz. Bu enerji temiz enerji kaynaklarının başını çektiğinden yapılan çalışmalarda sıkça kullanılarak adından çokça söz ettirmektedir.

Peki, hidromobil araçların çalışma prensibi nedir?

Araç deposunda depoda bulunan sıkıştırılmış hidrojen ile havada bulunan oksijen, yakıt piline gönderilir ardından anot uçtan hareket eden hidrojen, elektronunu dış devreye verir ve iyon haline dönüşür buradan da oksijenin bulunduğu katot uca gelir. Dış devreden gelen elektronla hidrojen ve oksijen katot uçta tepkimeye girerek su oluşur. Elektronun dış devredeki hareketi elektrik akımını oluşturur ve elektrik üretimini sağlar. Üretilen elektrik sürekli bataryayı besler ve elektrikli tahrik motoru, enerjisini bataryadan alarak aracın hareketini sağlayarak aracı yürütür. Egzoz çıktısı olarak da dışarıya su vermektedir. Bu araçtaki batarya elektrik ile şarj da edilebilir bu sebeple de hidromobil araçlar hibrit olarak da kullanılabilmektedir.

Şimdi de hidromobil araçların artılarına ve eksilerine bir göz atalım!

Tabii ki bu araçların en büyük artısı günümüzün en büyük sorunu olan çevre kirliliğine mahal vermemesi ve atık olarak yalnızca su damlası bırakıyor olmasıdır. Diğer yandan benzinli araçlarla ve elektrikli araçlarla kıyaslandığında bu araçların depolarının dolum süresi diğerlerinden biraz daha kısa sürmektedir.

Gelelim bu doğa dostu olan bu araçların eksilerine! En büyük eksilerinden biri araçta kullanılan sıkıştırılmış hidrojenin elde edilme maliyetidir. Bu işlem siz okurlara kolay gelebilir ancak işler maalesef ki anlatıldığı kadar kolay yürümüyor. Bir diğer eksisi ise yine elektrikli araçlarda da olan dolum istasyonu eksikliğidir. Henüz ülkemizde diğer araçlar kadar bilinmemesinden kaynaklı olarak dolum istasyonu eksikliği var ancak yapılan TÜBİTAK yarışlarının ve otomobil firmalarının daha da çevrecileşme adımlarının ardından ülkemizde bu araçların da adından sıkça söz edileceğinden eminim.

Bu yazımda sizlere elektrikli araçlar kadar doğa dostu olan hatta atık olarak su damlacıkları bırakan hidromobil araçlardan bahsettim. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim!