Aşılar Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Aşılar hakkında halk arasında son zamanlarda çok fazla bilgi kirliliği oluşuyor. Bu kirliliği temizleyecek en etkili temizleyici doğru bilgilenmektir. Hadi gelin bu kirliliği temizleyelim.

Aşı Nedir?

Aşı, insan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri gibi mikropların hastalık yapma özelliklerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin (toksinler) etkilerinin ortadan kaldırılarak, geliştirilen biyolojik maddelere aşı denir. Aşı ile vücuda verilen Antijen aşı uygulanan hastada antikor oluşumuna sebep olur. Antijen ile antikor arasında anahtar-kilit uyumu vardır. Her bir antikor tek bir antijene özeldir. Antikorlar antijenleri vücuttan atmak için onlara tutunur ve immün sistem için kompleks oluştururlar.

Şimdi maddeler halinde yanlışlarımızı düzeltelim.

1. Ebeveynlerde, bebeklerinin aşılanmasının gerekmediği ve anne sütünün onları koruduğu gibi bi düşünce vardır. Bebekler annelerinden plasenta yoluyla gelen doğal bağışıklığa sahiptir. Aynı zamanda anne sütüyle de antikor alırlar fakat bu antikorlar uzun süreli değildir ve tüm hastalıklara karşı korumaz. Aşılanmanın sebebi pek çok hayati tehdit içeren hastalıklara karşı uzun süre koruma sağlamasıdır.

2. Aşı olunduktan sonra da hastalık geçirildiğinin o zaman aşıya gerek olmadığının düşüncesi oldukça yaygındır fakat bilinmelidir ki aşının amacı hastalığı geçirmeyi önlemek değil hastalığın seyrini ve semptomlarını hafifletmek ,vücudunun gelecek hastalığa karşı tedbirli olmasını sağlamaktır.

3. Aşıların yan etkilerinden oldukça korkulmaktadır. Halbuki oluşan yan etkiler ölümcül değildir sadece vücuduna giren hastalığa karşı senin vücudunun ürettiği koruyucu asker olan antikorun savaşmasıyla oluşan bir dışavurumdur. Hafif ateş, kırgınlık, enjeksiyon yerinde ağrı veya baş ağrısı oluşabiliyor ama bunların hepsi geçicidir ve ölümcül hastalıklardan çok daha iyidir.

4. Aşıların içinde zararlı maddeler olduğunu düşünen kesim de oldukça fazla. Fakat aşı ile burada yapılmak istenen şey asla bireye zarar vermek değil bireyin bağışıklık mekanizmasının antikor üretimini aktifleştirmeyi sağlamak. Fazla miktarda hastalık yapıcı madde vermenin hiçbir anlamı yoktur. Vücut içine çok az miktarda antijen verilmesi bağışıklık sisteminin antikor üretmesi için yeterli ve güvenilirdir.

5. Geçmişte aşıların bulunmasının yıllarca sürmesi şimdi bu kadar hızlı elde edilmesi de aşıya olan güvensizliği tetiklemektedir. Fakat unutulan şey; geçmişle bugün kıyaslandığında o zamanki imkansızlık ve bilimin durumuyla bugünün teknoloji seviyesi ve bilimin ilerleyişi. Ki zaten aşının bulunması değil aşının geliştirilmesi uzun süren bir süreçtir.

Dünya çapında halen daha çok sayıda insan aşıyla önlenebilir hastalıklara sahip olmasına rağmen aşı olmamaktan hayatını kaybetmektedir. Aşılar, birçok bebek, çocuk ve yetişkinleri öldüren veya zarar veren bulaşıcı hastalıkları önlüyor. Yaygın aşılamayla çiçek hastalığı yok edilmiş, çocuk felci hastalığında ise yüzde 99'luk azalma sağlanmıştır. Aşı karşıtlığına bir son verilmeli ve bu önlenen hastalıkların tekrar ortaya çıkmasına sebep olunmamalı!