Bir İçecek Hikayesi: Winston Değil Churchill

Hepimizin severek tükettiği içecek olan "churchill" ismini nereden almaktadır? Özellikle içecek olarak belirttim ki kolayca anlaşılabileyim. Gelin bu yazımda beraber bu içeceğin önce hikayesini sonra da doğru tarifini inceleyelim. İyi okumalar!

Kimilerine göre soda-limon, kimilerine göre Churchill; ancak herkesin uzlaştığı bir nokta var ki yaz aylarının vazgeçilmez ferahlatıcı içeceği.

Churchill denildiği zaman çoğumuzun aklına hemen İngiliz politikacı Winston Churchill gelir. Açıkçası ben de bu içeceğin bu ismi nasıl aldığını merak ettim ve araştırmaya karar verdim. Biraz araştırma yapınca bu içeceğin ilk olarak Karşıyaka-Bostanlı'da Balıkçı Barınağında Ahmet'in Yeri olarak bilinen mekanda çıktığını öğrendim. 

O dönem mekanın işletmecisi olan Ahmet Pendikli Bey baş ağrısı ve mide bulantısına iyi gelen bu içeceğin atalarından kalma bir lezzet olduğunu ve kafede otururken sürekli kendileri için yaptıklarını belirtiyor. Ahmet beyin bu içeceği içtiğini gören müşteriler de kendilerine de yapmasını istiyor ve böylece bu içecek bir fenomen haline geliyor. 

Daha önceden bir ismi olmayan bu içeceğin menüye girdikten sonra elbette ki bir isim kazanması gerekiyor. Churchill Ahmet olarak da bilenen Ahmet beyin vasıtasıyla yayılan bu içeceğe Churchill (Çörçil) adı veriliyor ve hepimizin bildiği gibi tüm Türkiye'de bu isimle servis edilmeye başlanıyor.

İçeceğimizi gidelim doğduğu yerde içelim derseniz size üzücü bir haberim var. Dönemin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından istimlak edilen kafenin yerinde şimdilerde Bostanlı Gün Batımı Terası yer alıyor. 

Adından ve çıkış hikayesinden bu kadar bahsetmişken tarifini vermeden geçemeyeceğim. Limon suyu, soda, tuz karışımından oluşan çörçilin orijinal tarifi şu şekilde. 2 adet limonun suyu sıkılıp üzerine bir şişe (200 ml) soda eklenir ve son olarak üzerine tuz ilave edilir. Sonuçta üzeri köpüklü ve içimine doyum olmayan, serinletici bir içecek ortaya çıkar. Buna ek olarak birçok kafede nane eklenerek de servis ediliyor. Ancak ben kırılarak kristal haline gelen buzları ekleyerek içmenin ayrı bir keyif olduğunu düşünenlerdenim. Siz tabii ki istediğiniz gibi tüketebilirsiniz.

Son olarak gelelim fasulyenin (!) faydalarına:

Özellikle alkol tüketildikten sonra meydana gelen şikayetler için kullanıldığından da anlaşılabileceği gibi churchill, vücuttaki sıvı-elektrolit kaybını dengeleyen bir içecek. Hem sodadaki elektrolitler hem de eklenen tuz, vücudun elektrolit eksiğini tamamlıyor. İçerikteki tuz bir yandan da vücutta daha fazla su tutulmasını sağlıyor. 

Buna ek olarak Churchill yeteri miktarda tüketildiğinde,

Mide bulantısını önlediği,

Enerjinizi yükselttiği,

Safra kesesinin daha verimli çalışmasını sağladığı,

Kalp hastalıkları riskini azalttığı,

Vücudun su ihtiyacını karşıladığı uzmanlar tarafından belirtiliyor. Açıkçası sağlıksız gazlı ve şekerli içeceklerle serinlemek yerine Churchill tercih etmek hem daha sağlıklı hem de serinletici bir tercih olacaktır.

Son olarak şunu belirtmekte fayda var ki: Her şeyin olduğu gibi churchillin de fazlası zarar!

Öncelikle sıcak ve terleme ile sıvı elektrolit kaybının arttığı yaz günlerinde gerek bilinen etkileri gerekse ferahlatıcı etkisi ile  iyi bir sıvı elektrolit kaynağı olabileceğini yukarıda belirtmiştik. Ancak bunun hemen ardından hiçbir içeceğin suyun yerini tutamayacağını da kalın harflerle eklememek olmaz. Çok sıvı kaybedilen nemli ve sıcak günlerde, sağlıklı kişilerde, bir bardak çörçil gerekli sıvı ve elektroliti karşılayacaktır. Spor ile sıvı kaybettikten, alkol tükettikten veya sauna-buhar banyosu gibi sıvı kaybetmeye neden olan aktivitelerden sonra da bir bardak churchill içmek yararlı olabilir. Ancak maden suyu ve tuzun elektrolit fazlalığının da yaratacağı sorunlardan ötürü çok miktarda churchill tüketmenin doğru bir yaklaşım olmadığı uzmanlar tarafından belirtiliyor.

Ferah ve sağlıklı günler dilerim.